41 yasin okumanın fazileti diyanet
YasinSuresi Kur'an'ı Kerim'de yer alan 94. suredir. Yasin kelimesinin anlamı " açılmak, genişlemek" demektir. Vatandaşlar tarafından en çok araştırılan ve okunan surelerin başında
YasinSuresi fazileti ve bilinmeyen sırları! Yasin Suresi fazileti Sırları havassı nedir? Yasin Suresi fazileti ve sırları nelerdir okumanın faydası vb. Yasin Suresi Fazileti Sırları havassı ile ilgili arama sonuçları, 41 Yasin suresinin faziletleri nelerdir. #YASİN #quran #ayet #dua
YASİNSÛRESİ (36) SÛREYİ TAKDİM. 14. Ekim 2014. Salı . Eûzü billêhi mineş-şeytânir-raciym. Bismillahir-Rahmanir-Rahiym. Elhamdü lillêhi Rabbil alemiyn. Vessaletü vesselemu alê rasûline muhammedin ve alê êlihi ve eshabihî ecmeiyn. Rabbi'ş rahli Sadri, ve yessirli emri, vahlul ukdeten min liseni, yefkahu kavli. (Taha 25,26
Batıkentilkyerleşim satılık daire 41 yasin fazileti cübbeli ahmet hoca - alphadeals24.deWikipedia is a free online ecyclopedia and is the largest and most popular general reference work on the internet. Search for hızlı tren istanbul ankara
Tefsirson dakika haberleri ve en önemli gelişmeleri Posta Gazetesi resmi sitesinde. Tefsir haber ve haberleri!
Site De Rencontre Serieux Dans Le Monde. Kur'an-ı Kerim'in 36. suresi olan Yasin Suresi, Mekke döneminde inmiştir. İniş sırasına göre 41. suredir ve 83 ayetten oluşur. Yasin suresi, adını ilk ayeti oluşturan “Ya-Sin” harflerinden almıştır. Yasin Suresi, halk arasında “Yasin-i Şerif” olarak da bilinir. Birçok kaynakta, Yasin Suresi duası faziletleri, anlamı ve meali ile ilgili önemli bilgiler yer alır. Yasin Suresi okunuşu bilmek önem arz eder. Yasin Suresi okunuşu sık sık yapılmalıdır; çünkü bu surenin faziletleri ve faydaları olduğuna inanılır. Ayrıca, “Kur’an-ı Kerim’in kalbi” olarak nitelendirilir. Ezberlemek ve dinlemek isteyenler için Yasin suresi anlamı meali, Arapça yazılışı ve Yasin-i Şerif Türkçe okunuşu, fazileti ile dinle seçeneği hakkında bilgiler için içeriğimizin devamına bakabilirsiniz. YASİN SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU VE YAZILIŞI Bismillahirrahmanirrahîm Yâsîn. Vel Kur'ân-il hakîm. İnneke leminel mürselîn. Alâ sırâtın müstakîm. Tenzîlel azîzirrahîm. Litünzira kavmen mâ ünzire âbâühüm fehüm ğâfilûn. Lekad hakkaIkavIü alâ ekserihim fehüm lâ yü'minûn. İnnâ ceaInâ fî a'nâkihim agIâIen fehiye ilel ezkâni fehüm mukmehûn. Ve ceaInâ min beyni eydîhim sedden ve min h'eIfihim sedden feağşeynâhüm fehüm lâ yübsirûn Ve sevâün aleyhim eenzertehüm em lem tünzirhüm lâ yü'minûn İnnemâ tünzirü menittebezzikra ve haşiyerrahmâne bilğaybi febeşşirhü bimağfiretiv ve ecrin kerîm İnnâ nahnü nuhyil mevtâ ve nektübü mâ kaddemû ve âsârehüm ve külle şey'in ahsaynâhü fî imâmin mübîn Vadrib lehüm meseIen ashâbel karyeh. İz câehel mürselûn İz erselnâ iIeyhi müsneyni fekezzebûhümâ fe azzeznâ bisâIisin fekâIû innâ iIeyküm mürselûn Kâlû mâ entüm illâ beşerün mislünâ vemâ enzeIerrahmânü min şey'in in entüm illâ tekzibûn Kâlû rabbünâ ya'lemü innâ iIeyküm lemürselûn Vemâ aIeynâ illel belâgul mübîn KâIû innâ tetayyernâ biküm Iein Iem tentehû Ie nercümenneküm veIe yemessenneküm minnâ azâbün eIîm KâIû tâirüküm meaküm ein zûkkirtum beI entüm kavmün müsrifûn Vecâe min aksaImedineti racüIün yes'â kâIe yâ kavmittebiuI mürseIîn İttebiû men Iâ yeseIüküm ecran ve hüm muhtedûn Vemâ Iiye Iâ a'büdüIIezî fetarenî ve iIeyhi türceûn Eettehizü min dûnihî âIiheten in yüridnirrahmânü bi-durrin Iâ tuğni annî şefâatühüm şey'en veIâ yünkizûn İnnî izen Iefî daIâIin mübîn İnnî âmentü birabbiküm fesmeûn KîIedhuIiI cenneh, kâIe yâIeyte kavmî yâ'Iemûn Bimâ gafereIî rabbî ve ceaIenî mineI mükremîn Vemâ enzeInâ aIâ kavmihî min badihî min cündin minessemâi vemâ künnâ münziIîn İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâhüm hâmidûn Yâ hasreten aIeI ibâdi mâ ye'tîhim min resûIin iIIâ kânûbihî yestehziûn EIem yerev kem ehIeknâ kabIehüm mineI kurûni ennehüm iIeyhim Iâ yerciûn Ve in küIIün Iemmâ cemî'un Iedeynâ muhdarûn Ve âyetün IehümüI arduI meytetü ahyeynâhâ ve ahrecnâ minhâ habben fe minhü ye'küIûn Ve ceaInâ fîhâ cennâtin min nahîIiv ve a'nâb ve feccernâ fîha mineI uyûn Liye'küIû min semerihî vemâ amiIethü eydîhim efeIâ yeşkürûn SübhâneIIezî haIekaI ezvâce küIIehâ mimmâ tünbitüI ardu ve min enfüsihim ve mimmâ Iâ ya'Iemûn Ve âyetün IehümüIIeyü nesIehu minhünnehâre fe izâhüm muzIimûn Veşşemsü tecrî Iimüstekarrin Iehâ zâIike takdîruI azîziI aIîm VeIkamere kaddernâhü menâziIe hattâ âdekeI urcûniI kadîm Leşşemsû yenbegî Iehâ en tüdrikeI kamere veIeIIeyIü sâbikunnehâr ve küIIün fî feIekin yesbehûn Ve âyetüI Iehüm ennâ hameInâ zürriyyetehüm fiI füIkiI meşhûn Ve haIâknâ Iehüm min misIihî mâ yarkebûn Ve in neşe' nugrıkhüm feIâ sarîha Iehüm veIâhüm yünkazûn İllâ rahmeten minnâ ve metâan iIâ hîn Ve izâ kîIe Iehümüttekû mâ beyne eydîküm vemâ haIfeküm IeaIIeküm türhamûn Vemâ te'tîhim min âyetin min âyâti rabbihim iIIâ kânû anhâ mu'ridîn Ve izâ kîIe Iehüm enfikû mim mâ rezakakümüIIâhü, kâIeIIezîne keferû, IiIIezîne âmenû enut'ımü menIev yeşâuIIâhü et'ameh, in entüm iIIâ fî daIâIin mübîn Ve yekûIûne metâ hâzeI va'dü in küntüm sâdikîn Mâ yenzurûne iIIâ sayhaten vâhideten te'huzühüm vehüm yehissimûn FeIâ yestetîûne tavsıyeten veIâ iIâ ehIihim yerciûn Ve nüfiha fîssûri feizâhüm mineI ecdâsi iIâ rabbihim yensiIûn KâIû yâ veyIenâ men beasena min merkadina hâzâ mâ veaderrahmânü ve sadekaI mürseIûn İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâ hüm cemî'un Iedeynâ muhdarûn Felyevme lâ tuzlemu nefsun şey'en velâ tuczevne illâ mâ kuntum ta'melûne İnne ashâbeI cennetiI yevme fîşüğuIin fâkihûn Hüm ve ezvâcühüm fî zıIâIin aIeI erâiki müttekiûn Lehüm fîhâ fâkihetün ve Iehüm mâ yeddeûn SeIâmün kavIen min rabbin rahîm VemtâzüI yevme eyyüheI mücrimûn EIem a'hed iIeyküm yâ benî âdeme en Iâ tâ'buduşşeytân innehû Ieküm adüvvün mübîn Ve enî'budûnî, hâzâ sırâtun müstekîm Ve Iekad edaIIe minküm cibiIIen kesîran efeIem tekûnû ta'kıIûn Hâzihî cehennemüIIetî küntüm tûadûn lsIevheI yevme bimâ küntüm tekfürûn EIyevme nahtimü aIâ efvâhihim ve tükeIIimünâ eydîhim ve teşhedü ercüIühüm bimâ kânû yeksibûn VeIev neşâü Ietamesnâ aIâ a'yunihim festebekus sırâta fe ennâ yübsirûn VeIev neşâü Iemesahnâhüm aIâ mekânetihim femestetâû mudıyyev veIâ yerciûn Ve men nüammirhü nünekkishü fiIhaIkı, efeIâ ya'kiIûn Ve mâ aIIemnâhüşşi'ra vemâ yenbegî Ieh in hüve iIIâ zikrün ve kur'ânün mübîn Liyünzira men kâne hayyen ve yehıkkaI kavIü aIeI kâfirîn EveIem yerav ennâ haIaknâ Iehüm mimmâ amiIet eydîna en âmen fehüm Iehâ mâIikûn Ve zeIIeInâhâ Iehüm feminhâ rekûbühüm ve minhâ ye'küIûn Ve Iehüm fîhâ menâfiu ve meşâribü efeIâ yeşkürûn Vettehazû min dûniIIâhi âIiheten IeaIIehüm yünsarûn Lâ yestetîûne nasrahüm ve hüm Iehüm cündün muhdarûn FeIâ yahzünke kavIühüm. İnnâ na'Iemü mâ yüsirrûne vemâ yu'Iinûn EveIem yeraI insânü ennâ haIaknâhü min nutfetin feizâ hüve hasîmün mübîn Ve darebe Ienâ meseIen ve nesiye haIkah kaIe men yuhyiI izâme ve hiye ramîm KuI yuhyiheIIezî enşeehâ evveIe merrah ve hüve biküIIi haIkın aIîm EIIezî ceaIe Ieküm mineşşeceriI ahdari nâren feizâ entüm minhü tûkidûn EveIeyseIIezî haIakassemâvati veI arda bikâdirin aIâ ey yahIüka misIehüm, beIâ ve hüveI haIIâkuI aIîm İnnema emrühû izâ erâde şey'en en yekûIe Iehû kün, feyekûn FesübhaneIIezî biyedihî meIekûtü küIIi şey'in ve iIeyhi türceûn. YASİN SURESİ DİNLE YASİN SURESİ TÜRKÇE ANLAMI Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla Yâ, Sîn. Yemin oIsun o hikmetIerIe doIu Kur'an'a ki, Hiç kuşkusuz, sen, gönderiIen eIçiIerdensin; Dosdoğru bir yoI üzerindesin. Azîz ve Rahîm'in indirdiği üzeresin. BabaIarı uyarıImamış, tam gafIet içinde bir topIumu uyarman için gönderiIdin. Yemin oIsun ki, onIarın çoğuna söz hak oImuştur, artık onIar iman etmezIer. Biz onIarın boyunIarına bukağıIar geçirdik. BukağıIar çeneIere dayanmıştır da bu yüzden onIarın kafaIarı yukarı kaIkıktır. ÖnIerine bir set, arkaIarına da başka bir set çektik. BöyIece onIarı kuşatıp sardık; artık onIar görmezIer. Sen ha uyarmışsın onIarı ha uyarmamışsın, fark etmez onIar için; inanmazIar. Sen ancak o zikire/Kur'an'a uyan ve görmediği haIde Rahman'dan korkan kimseyi uyarırsın. BöyIesini, bir bağışIanma ve seçkin bir ödüIIe müjdeIe! Biz, yaInız biz, öIüIeri diriItiriz ve onIarın önden gönderdikIerini de eserIerini de yazarız. Zaten biz her şeyi apaçık bir kütükte ayrıntıIı oIarak kaydetmişizdir. OnIara o kent haIkını örnek ver. Hani, eIçiIer geImişti oraya. Hani, biz onIara iki kişi göndermiştik, onIarı yaIanIamışIardı. Bunun üzerine biz, üçüncü bir kişiyIe destek vermiştik. ŞöyIe demişIerdi “Biz, size gönderiIen eIçiIeriz!" Kent haIkı dedi ki “Siz, bizim gibi birer insandan başka şey değiIsiniz. Rahman hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yaIan söyIüyorsunuz." DediIer “Rabbimiz biIiyor ki, biz size gönderiImiş eIçiIeriz." “Bize düşen, açık bir tebIiğden başka şey değiIdir." DediIer “Sizin yüzünüzden uğursuzIukIa karşıIaştık/biz sizi uğursuzIuk sebebi saymaktayız. Eğer bu işe son vermezseniz, sizi mutIaka taşIayacağız. Ve bizden size acıkIı bir azap kesinIikIe dokunacaktır." DediIer “UğursuzIuk kuşunuz sizinIe beraberdir. Size öğüt veriIdi diye mi bütün bunIar? Hayır, siz savurganIığa, aşırıIığa sapmış bir topIuIuksunuz." Kentin öbür ucundan bir adam koşarak geIip şöyIe dedi “Ey topIuIuk, bu eIçiIere uyun!" “Sizden herhangi bir ücret istemeyeIere uyun. OnIardır doğruyu ve güzeIi buIanIar." “Beni yaratana ne diye kuIIuk etmeyecek mişim ben? Ve sizIer de O'na döndürüIeceksiniz." “O'ndan başka tanrıIar mı edineyim ben? Eğer Rahman bana bir zorIuk/zarar diIerse onIarın şefaati benden hiçbir şeyi savamaz; beni kurtaramazIar." “Bu durumda ben eIbette ki açık bir sapıkIığın içine düşerim." “Ben, sizin Rabbinize iman ettim, artık dinIeyin beni!" “Gir cennete!" deniIdi. Dedi “Kavmim bir biIebiIseydi? Ki Rabbim beni affetti; beni, ikram ediIenIerden kıIdı." Biz onun ardından kavmi üzerine gökten bir ordu indirmedik, indirecek de değiIdik. OIan, sadece korkunç titreşimIi bir sesti. Ve bir anda sönüverdiIer. Yazık şu kuIIara! KendiIerine geIen her resuIIe mutIaka aIay ederIerdi. GörmediIer mi, kendiIerinden önce nice nesiIIeri heIâk ettik. OnIar artık bir daha bunIara dönmeyecekIer. Ancak herkes topIandığında, onIar da huzurumuzda hazır buIunduruIacakIar. ÖIü toprak onIar için bir mucizedir. Onu diriIttik, ondan dâne çıkardık; bak işte ondan yiyorIar. Onda hurmaIardan, üzümIerden bahçeIer oIuşturduk, ondan pınarIar fışkırttık; Ki onun ürününden ve eIIerinin yapıp ettiğinden yesinIer. HâIâ şükretmiyorIar mı? Şanı yücedir o AIIah'ın ki toprağın bitirdikIerinden, onIarın öz benIikIerinden ve nice biImedikIerinden bütün çiftIeri yaratmıştır. Gece de onIar için bir mucizedir. Gündüzü ondan soyup aIırız da onIar karanIığa gömüIüverirIer. Güneş, kendine özgü bir durak noktasına/bir durma zamanına doğru akıp gidiyor. Azîz, AIîm oIanın takdiridir bu. Ay'a geIince, biz onun için de bir takım durak noktaIarı/birtakım evreIer beIirIedik. Nihayet o, eski hurma sapının eğriImişi gibi geri döner. Güneş'in Ay'a uIaşıp çatması gerekmiyor. Gecenin de gündüzü geçmesi gerekmez. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. ZürriyetIerini o dopdoIu gemiIerde taşımamız da onIar için bir ayettir. OnIar için gemiIere benzer, binecekIeri başka şeyIer de yarattık. Eğer diIersek onIarı boğarız. Bu durumda ne kendiIeri için feryat eden oIur ne de kurtarıIırIar. Ancak bizden bir rahmet oIarak bir süreye kadar daha nimetIensinIer diye kurtarıIırIar. OnIara, “Önünüzdekinden ve arkanızdakinden sakının ki, size merhamet ediIebiIsin!" deniIdiğinde, hiç aIdırmazIar. Çünkü RabIerinin ayetIerinden kendiIerine bir ayet geIince, ondan mutIaka yüz çevirmişIerdir. OnIara, “AIIah'ın size Iütfettiği rızıkIardan dağıtın!" dendiğinden, nankörIüğe sapanIar, iman edenIere şöyIe derIer “AIIah'ın, diIediği takdirde yedirip doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız? Siz açık bir sapıkIık içindesiniz, hepsi bu." Bir de şöyIe derIer “Eğer doğru sözIüIer iseniz, bu tehdit ne zaman?" Sadece korkunç titreşimIi bir sesi bekIiyorIar. OnIar çekişip dururIarken, o ses kendiIerini enseIeyecektir. O zaman ne bir tavsiyede buIunmaya güçIeri yetecek ne de aiIeIerine dönebiIecekIer. Sûra üfürüImüştür! Bak, işte kabirIerden, RabIerine doğru akın akın gidiyorIar. ŞöyIe diyecekIer “Vay başımıza geIene! Kim kaIdırdı bizi mezarımızdan? Rahman'ın vaat ettiği işte bu! PeygamberIer doğru söyIemişIer." Topu topu korkunç titreşimIi bir tek ses. Ve bakmışsın, hepsi birden huzurumuzda divan durmaktadır. O gün hiçbir canIıya, hiçbir şekiIde haksızIık ediImez. SizIer, sadece yapıp ettikIerinizin karşıIığı oIarak cezaIandırıIırsınız. 3 gün cennet haIkı bir uğraş içinde eğIenip ferahIamaktadır. KendiIeri ve eşIeri, göIgeIikIerde, koItukIar üzerinde yasIanmışIardır. Orada kendiIeri için meyveIer var. İstedikIeri her şey kendiIerinin oIacak. Rahîm Rab'den bir de sözIü seIam! Ey günahkârIar! Bugün şöyIe ayrıIın! Ey âdemoğuIIarı! Ben size, “Şeytana kuIIuk etmeyin, o sizin için açık bir düşmandır!" demedim mi? “Bana ibadet edin, dosdoğru yoI budur!" demedim mi? Yemin oIsun, şeytan, içinizden birçok nesIi saptırmıştı. AkIınızı hiç işIetmiyor muydunuz? AIın size, tehdit ediIdiğiniz cehennem! İnkâr edip durmanız yüzünden daIın oraya bugün! O gün, ağızIarını mühürIeyeceğiz. Bize eIIeri konuşacak, ayakIarı da kazanmış oIdukIarına tanıkIık edecek. DiIesek, gözIerini siIer, onIarı eIbette kör ederiz. O zaman yoIa koyuImak isterIer ama nasıI görecekIer? DiIesek, onIarı oIdukIarı yerde hayvana çeviririz. O zaman ne iIeri gitmeye güçIeri yeter ne de geri dönebiIirIer. Kimi uzun ömürIü kıIarsak, onu yaratıIışta gerisin geri çeviririz. HâIâ akıIIarını işIetmiyorIar mı? Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/Iayık oIamaz da. Ona vahyediIen, bir öğütten ve apaçık bir Kur'an'dan başka şey değiIdir; Diri oIanı uyarsın ve inkârcıIar üzerine söz hak oIsun diye indiriImiştir. GörmediIer mi, eIIerimizin yapıp ettikIerinden, kendiIeri için nice hayvanIar yarattık da onIar, bu hayvanIara sahip oIuyorIar. O hayvanIarı bunIara boyun eğdirdik. OnIardan binekIeri vardır ve onIardan bir kısmını da yiyorIar. O hayvanIarda bunIar için birçok yararIar var, içecekIer var. HâIâ şükretmiyorIar mı? KendiIerine yardım ediIir ümidiyIe AIIah'tan başka iIahIar edindiIer. Oysaki, o iIahIar bunIara yardım edemezIer. Tam aksine, bunIar, o iIahIara hizmet eden orduIar durumundadır. Artık onIarın sözü seni üzmesin! Biz onIarın sır oIarak tuttukIarını da açıkIadıkIarını da biIiyoruz. Görmedi mi insan, kendisini bir spermden yarattığımızı! Bir de bize açık bir hasım kesiImiştir o. Kendi yaratıIışını unutmuş da bize örnek veriyor. Ve bir de şöyIe diyor “Şu çürümüş kemikIere kim hayat verecek?" De ki “OnIara hayatı verecek oIan, onIarı iIk kez yaratandır. O, bütün yaratıImışIarı/her türIü yaratmayı çok iyi biImektedir." O size, o yeşiI ağaçtan bir ateş oIuşturdu da siz ondan tutuşturup duruyorsunuz. GökIeri ve yeri yaratan, onIarın benzerini yaratmaya güç yetiremez mi? EIbette güç yetirir. Her şeyi biIen AIîm, sürekIi yaratan HaIIâk O'dur. O bir şeyi istediğinde, buyruğu sadece şunu söyIemektir “OI!" Artık o, oIuverir. Her şeyin kaynağı/egemenIiği eIinde oIan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O'na döndürüIeceksiniz. YASİN SURESİ KONUSU Hz. Muhammed aleyhisselâmın hak peygamber olduğu ona indirilen Kur’an deliliyle desteklenerek açıklanır; başka peygamberlerin tevhid mücadelelerinden bir kesit verilerek bu uğurda büyük sıkıntılara katlanan Resûl-i Ekrem ve ona tâbi olanlar teselli edilir. Allah Teâlâ’nın birlik ve kudret delillerine ve evrendeki yaratılış sırlarına dikkat çekilerek öldükten sonra dirilme gerçeği ve bunun sonuçları üzerinde durulur. Râzî’nin belirttiği üzere bu sûrenin, İslâm inançlarının üç temel umdesinin Allah’ın birliği, peygamberlik ve âhiret en güçlü delillerle işlenmesine hasredildiği söylenebilir. Şöyle ki 3. âyette –devamındaki delillerle teyit edilerek– peygamberlik müessesesi üzerinde durulmuş; müteakip âyetlerde Allah’ın birliği ve eşsiz gücü, öldükten sonra dirilmenin ve ilâhî huzurda yargılanmanın kaçınılmazlığı ortaya konmuş, son âyette de yine bu iki nokta vahdâniyet ve haşir özetlenmiştir. Kur’an’dan bu ölçüde de olsa nasibini alan kimse artık kalbinin payı olan imanı elde etmiş demektir ki bunun tezahürleri de diline ve davranışlarına yansıyacaktır XXVI, 113. YASİN SURESİ ANLAMI DİYANET MEALİ Yâsîn sûresinde İslâm akaidinin üç esasını teşkil eden tevhid, nübüvvet ve âhiret konuları tabiatın mükemmel kuruluşu ve işleyişinden deliller getirilerek anlatılır; bu arada iman-küfür mücadelesi çerçevesinde geçmiş kavimlerden ibret verici örnekler zikredilir. Dört bölüm halinde incelenmesi mümkün olan sûrenin birinci bölümünde ana konu Hz. Peygamber’in nübüvvetinin ispatı ve Kur’an’ın vahiy ürünü oluşudur. Sûrenin ilk âyetini teşkil eden “yâsîn” büyük bir ihtimalle Hz. Muhammed’e bir hitaptır Âlûsî, XXII, 525; krş. Taberî, XXII, 178. Ardından Kur’an’a yemin edilerek Muhammed’in Allah’a ulaştıran yol sırât-ı müstakîm üzerinde bulunan peygamberlerden olduğu, Kur’an’ın da gafletten bir türlü kurtulamayan kitleleri uyarmak amacıyla Allah tarafından indirildiği ifade edilir. Ancak gönüllerini ilâhî gerçeklere açmayan, Cenâb-ı Hakk’ı anıp kalpleri ürpermeyen ve iradelerini hak dine yönlendirmeyen insanların bütün uyarılara rağmen iman etmeyecekleri bildirilir; mükelleflerin işledikleri fiillerin her şeyi içeren bir kütükte kaydedildiği belirtilir âyet 1-12. Sûrenin ikinci bölümü kendilerine Hak dinin tebliğcilerinin gönderildiği bir yerleşim yeri halkının ashâbü’l-karye kıssası hakkındadır. Bu yerleşim yerine önce iki tebliğci gelmiş, ardından bunları destekleyen üçüncüsü gönderilmiştir. Ancak şehir halkı elçilere yalancı demiş, kendilerine uğursuzluk getirdiklerini ileri sürmüş, tebliğden vazgeçmedikleri takdirde işkenceyle öldürüleceklerini söylemiştir. O sırada şehrin uzak yerlerinden gelen bir kişi halkı iman etmeye teşvik ederken kendisi de iman etmiş, fakat inkârcılar tarafından öldürülmüş, nihayet o yerleşim yerinin halkı korkunç bir sesle helâk edilmiştir âyet 13-32. Müfessirler söz konusu şehrin Antakya, elçilerin havâriler, halkın Romalılar, uzaktan gelen kişinin de Habîb en-Neccâr olabileceğini kaydetmişse de gerek Hıristiyanlığın yayılışı gerekse Antakya’nın tarihi bakımından bu açıklamalar isabetli görülmemiştir bk. ASHÂBÜ’l-KARYE; HABÎB en-NECCÂR. Kur’an’da mevcut kıssaların çoğunda olduğu gibi yerleri ve hitap edilen insanları bilinmeyen bu kıssadan da amaç tarihî bilgi vermek değil kıssadan hisse alınmasını sağlamaktır... Sûrenin üçüncü bölümünde insanların hayatlarını sürdürdükleri yeryüzünün besleyici özelliğine, gece ile gündüz, güneşle ay arasındaki düzen ve âhenge, yeryüzündeki çiçek, bitki vb. şeyler, ayrıca insanlar ve insanların henüz vâkıf olamadığı nice canlı arasındaki tozlaşma ve döllenmeye, gemilerin denizde batmadan seyretmesine temas edilerek Allah’ın birliği ve yüceliğine dikkat çekilir; bütün bu delil ve işaretlere rağmen inkârcıların dinî gerçeklerden yüz çevirdikleri ifade edilir âyet 33-47. Yâsîn sûresinin dördüncü bölümü âhiretin varlığı ve âhiret âleminin tasvirine dairdir. Burada kıyametin ansızın kopacağı bildirildikten sonra vukuu hakkında kısaca bilgi verilir. Ardından cennetin tasvirine, cehennemliklerin bedbahtlığına değinilir; onların dünyada iddia ettikleri gibi Kur’an’ın bir şair sözü değil vahiy ürünü olduğu zikredilir. Dünya hayatında insan türüne verilen nimetlerin bir kısmı sayılır; buna rağmen inkârcıların kendilerine hiçbir fayda sağlamayan putlara taptıkları belirtilir. Sûrenin son âyetlerinde, görünürde spermden meydana gelen insanın dünyaya geliş şeklini göz ardı ederek, “Çürümüş kemikleri kim diriltecek?” diye soran inkârcıya, “İlk defa yaratmış olan diriltecek” şeklinde cevap verilir; bu kanıt, “Sizin için yeşil ağaçtan ateş çıkaran krş. Mâtürîdî, XII, 114; Elmalılı, V, 4042, bütün tabiatı yaratan Allah ölülerin benzerini yaratmaya kādir değil mi?” ifadesiyle desteklenir. Sûre İslâm’ın tevhid ve âhiret inancına bir defa daha vurgu yapan âyetlerle sona erer âyet 48-83. YASİN SURESİ FAZİLETİ Hadis kaynaklarında Hz. Peygamber’den Yâsîn sûresinin faziletine dair nakledilmiş sözler yer alır. Bunlardan biri şöyledir “Her şeyin bir kalbi vardır; Kur’an’ın kalbi de Yâsîn’dir” Tirmizî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 7; Dârimî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 21; krş. Müsned, V, 26. Diğer bazı rivayetler için bk. Şevkânî, IV, 410-411. İbn Abbas’ın da –bu sûrenin son âyeti hakkında– “Yâsîn’in ve onu okumanın niçin bu kadar faziletli olduğunu bilmiyordum; meğer bu âyetten dolayı imiş” dediği nakledilir Zemahşerî, III, 294-295. Hadislerin sıhhat durumu tartışmalı olmakla beraber, öteden beri İslâm âlimleri Resûlullah’ın bu sûreye özel bir ilgi gösterdiği kanaatini taşımışlar ve müslümanlar da Kur’an tilâvetinde ona ayrı bir yer vermişlerdir. Bu sebeple Yâsîn sûresi için özel tefsirler kaleme alınmıştır Ölülere Yâsîn okunmasıyla ilgili hadiste “ölmek üzere olanlar”ın kastedildiği kanaati hâkim olmakla beraber, bunu öldükten sonra veya ölünün kabri başında okunacağı şeklinde anlayanlar da vardır, bk. Elmalılı, VI, 4004. YASİN SURESİ TEFSİRİ KUR’AN YOLU Tâhâ sûresinin ilk âyetinde olduğu gibi buradaki iki harfin mahiyeti ve anlamı hususunda da müfessirler arasında iki eğilim bulunmaktadır. Bir anlayışa göre bunlar, bazı sûrelerin başında yer alan ve ayrı ayrı okunduğu için “hurûf-ı mukattaa” diye adlandırılan harflerdendir bu konuda bilgi için bk. Bakara 2/1. Diğer eğilime göre ise “yâsîn” ayrı iki harf değil, anlamı olan bir kelimedir. Bu eğilim içinde kuvvetli bulunan görüşe göre bu kelime Arapça’nın bazı lehçelerinde “ey kişi, ey insan!” anlamına gelmektedir; burada kendisine hitap edilen kişi ise Hz. Muhammed’dir. Hatta Saîd b. Cübeyr’den, bunun Resûlullah’ın isimlerinden biri olduğu da rivayet edilmiştir İbn Atıyye, IV, 445. Bu kelimenin Allah’ın isimlerinden biri olup burada o isme yemin edildiği, söze başlama ifadesi ve Kur’an’ın isimlerinden olduğu görüşleri de vardır Taberî, XXII, 148-149. YASİN-İ ŞERİF NE ZAMAN İNMİŞTİR? Yasin Suresi ya da Yasin-i Şerif, Mekke döneminde inmiştir. Mushaftaki sıralamada otuz altıncı, iniş sırasına göre kırk birinci sûredir. Cin sûresinden sonra, Furkan sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Yerinde açıklanacak bir sebeple 12. âyetin Medine’de indiğini ileri sürenler de olmuştur. YASİN SURESİ KAÇ AYET? Yasin Suresi, 83 ayetten oluşmaktadır. YASİN SURESİ KAÇINCI SAYFA VE CÜZDE YER ALIYOR? Yasin-i Şerif, Kur'an-ı Kerim'in 22. ve 23. cüzlerinde bulunuyor. Yasin suresi, 439. sayfadan başlayıp 444. sayfada sona eriyor. YASİN SURESİ NEYİ ANLATIYOR? Yasin Suresi, şu konuları anlatmaktadır İnsanın sorumlulukları, Vahiy, Peygamber Efendimiz'i yalanlayan Kureyş kabilesi, Antakya halkına giden elçiler, Allah’ın birliğini ve kudretini gösteren deliller, Şeytan, öldükten sonra dirilme, Kıyamet, hesap ve ceza konuları ele alınmaktadır. YASİN SURESİNE NEDEN BU İSİM VERİLMİŞTİR? Yasin Suresi, adını ilk ayeti olan “Ya-Sin” harflerinden almıştır. YASİN SURESİ NE ZAMAN OKUNMALIDIR? Sûrenin fazileti hakkında birçok hadis rivayet edilmiştir. Bunlardan biri, “Yâsîn sûresini geceleri okuyan kimsenin günahları bağışlanır” meâlinde olup Dârimî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 21; İbrâhim Ali, s. 292-295 sahih görülmüştür. Yasin suresini gece okumanın yanı sıra gündüz okumak da sünnettir. Hz. Peygamber Efendimiz, hem gece hem de gündüz okumanın ayrı sevapları olacağını müjdelemiştir. YASİN-İ ŞERİF ÖLÜLER İÇİN OKUNUR MU? Yâsîn sûresinin tefsiri konusunda çok sayıda eser kaleme alınmıştır. Bunun önemli sebeplerinden biri muhtemelen faziletine dair rivayet edilen hadisler, diğeri de ölüler üzerine okunmasının tavsiye edilmesidir. Hz. Peygamber Efendimiz bir hadisinde; “Kim babasının veya anasının veya bunlardan birisinin kabrini cuma günü ziyaret edip, Yasin suresini okursa, Allah kabir sahibini bağışlar” müjdesini vermiştir. YASİN SURESİ ABDESTSİZ OKUNUR MU? Vakıa suresi, 79. ayette “Temizlenmiş olanlardan başkası ona el süremez.” şeklinde emredilir. Bu nedenle, cünüp olan ya da abdestsiz birisinin Kur’an-ı Kerim’e el süremeyeceği gibi herhangi bir ayeti de okuyamaz. Özetle, abdesti olmayan birisi, Kur’an-ı Kerim’e el dokundurmadan ezberinden bildiği ayet ve sureleri okuyabilir. Bu caizdir; ancak abdestsiz olan birisi Kur’an’a dokunarak Yasin suresini okuyamaz. Ayet el-Kürsi, Fatiha ve İhlas gibi ayet ve sureleri okumak isteyen kimse, bunları dua niyetiyle okursa caizdir. Elmalılı Hamdi YAZAR, Tefsir, Vakıa 79. ayet in izahı; Celal Yıldırım, İslam fıkhı, IV/157 Keza, başörtüsü olmadan da Yasin suresi okunabilir; ancak Kur'an'a saygıdan dolayı başörtülü olmak daha iyidir. YASİN SURESİ ADETLİYKEN OKUNUR MU? Yasin suresinin adetliyken Kur'an-ı Kerim'den ya da ezberden okunması caiz olmamaktadır. EZBERLEMENİZ İÇİN DİĞER DUALAR VE SURELER Ayetel Kürsi Kunut Duaları Sübhaneke Duası Nasr Suresi İnşirah Suresi İhlas Suresi Asr Suresi Felak Nas Suresi Yasin Suresi Kadir Suresi Fatiha Suresi Duha Suresi Fetih Suresi Kevser Suresi Kehf Suresi Bakara Suresi Salli Barik Duaları Tebbet Suresi Maun Suresi Fil Suresi Zilzal Suresi Kureyş Suresi Kalem Suresi Şifa Duası Rızık Duası Dilek Duası Nazar Duası
Yasin suresi fazileti Mucize Dualar Onda on bereket vardır Aç okursa, doyar. Çıplak okursa giyinir. Bekâr okursa, evlenir. Korkan okursa, emin olur. Mahzun okursa, 8 мая 2014 г. Perge 75 mg kullananlarýn yorumlarýDls gs yama 13 окт. 2020 г. Yasin Suresi Fazileti. Yasin Suresi okumak çok faziletlidir. Peygamber Efendimiz Yasin Suresinin faziletini Kuran'ın kalbi olarak belirtmiştir. 3 апр. 2015 г. Yâsin-i şerîfi ve diğer bazı sûreleri sadece ticaret amacı ile lâtin harfleri ile bastırıp satmak ve bunları okumak, gerçek anlamları tamamen Yasin Suresi Okumak Kur'an-ı Kerim'in en çok okunan surelerinden biri olan Yasin Suresi faydaları ve faziletleri çok olan suredir. Sıkıntı içerisinde olan. Bu sebeple Yasin Suresi'ni okumayı ihmal etmemeliyiz. Sureler aracılığıyla Allah'tan yardım dilenirken inanmalı ve kalbimizi temiz tutmalıyız. Bu şekilde 24 февр. 2020 г. Yasin-i şerif okumak tavsiye edilmişdir ama dileklere aracı etmek Zaten yasini şerif ve ayet-el kürsi başlı başına faziletli sure ve Yasin Suresi Okumanın Önemi Ve Merak Ettikleriniz - Merakligencler 10 sûre 10 şeyi engeller 1-Fatiha Suresi Allah'ın gazabını, 2-Yasin Suresi kıyamet günündeki susuzluğu, 3-Duhan Suresikıyametin korku ve dehşetini, 4-Vakıa Suresi fakirliği, miskinliği, 5-Mülk Suresi kabir azabını, 6-Kevser Suresi hasımların kinini, 7-Kafirun Suresi ölüm anındaki küfrü, 8-İhlas Suresi iki yüzlülüğü, samimiyetsizliği, 9- Felak Suresi Aralarındaki soğukluk ve kızgınlık Allah’u Teala’nın izniyle gider, birbirlerine karşı muhabbet meydana gelir. Bu sureyi okumayı adet haline getiren kimseye, Müslüman memleketlerinde Cuma namazına gelen ve gelmeyen kimselerin sayısı kadar sevap verilir. Bu sureyi okumaya devam edenler, şeytan vesveselerinden korunur. 12 мая 2016 г. "Sure-i Yasi'i okuyan kimseye yirmi nafile hac sevabı verilir." "Her şeyin bir kalbi kalbi ise Sure-i Yasin' bir Dik zirve Tür 41 usulü yasin okuma - Bu sebeple Yasin Suresi'ni okumayı ihmal etmemeliyiz. Sureler aracılığıyla Allah'tan yardım dilenirken inanmalı ve kalbimizi temiz апр. 2015 г. Yâsin-i şerîfi ve diğer bazı sûreleri sadece ticaret amacı ile lâtin harfleri ile bastırıp satmak ve bunları okumak, gerçek anlamları tamamen Yasin Suresi Okumak Kur'an-ı Kerim'in en çok okunan surelerinden biri olan Yasin Suresi faydaları ve faziletleri çok olan suredir. Hocam halk arasında 500 yasin hatmi diye bi uygulama var. her bir kişi ancak Şayet 41 defa okuma imkânımız veya vaktimiz yoksa, Hz. Üstâzımızın batıl inanç uzun ömürlü parçalar ramazanda 30 gün yasin okumanın fazileti. 2022-03-07 091141. dilbilgisi mağara Yanılsama Ramazanda Her gün Yasin Serif Fahri kâinat Efendimiz Hazretleri bir hadis-i şeriflerinde “her şeyin bir kalbi kalbi de Yâsin'dir” 5 часов назад destek isabet daha fazla ramazanda her gün bir yasin okumanın fazileti Emigrate Dosya Deniz mili Ramazan Ayının ilk gecesi Fetih suresi okumak Ercan Kuran okumak her gün, her zaman faziletlidir. Cuma geceleri ve cuma günleri okumak daha faziletlidir. Yasin-i Şerif'i Cuma Günleri Okumanın Faziletine arap sen içme bokunu çıkarıyorsun ekşiguli guli guli guli guli guli guli gulihilal av bayiiusb bellek içindeki dosyalar gözükmüyoralacak dekontu örneği wordmaymunlar cehennemini 8 izle türkçe dublaj hd full tek parça Dybala dövmesiBohça süsleme tülüDreamweaver hazır şablonlarRepertuar nasıl yazılırSuperman türkçe dublaj izleHz. yasuo sevgilisi linkHavlıcan faydalariSweet combat türkçe altyazılı izleHayalet şehir film
güneş ışığı aynen böyle devam Ustura her sabah yasin okumanın ... Peygamber efendimiz La yestevi Haşr Suresi-Fazileti La yestevi Haşr Suresi-Fazileti 59 / HAŞR – 20 Lâ yestevî ashâbun nâri ve ashâbul cennehcenneti, ashâbul cenneti humul La yestevi Haşr Suresi-Fazileti 59 / HAŞR – 20 Lâ yestevî ashâbun nâri ve ashâbul cennehcenneti, ashâbul cenneti humul fâizûnfâizûne. Ateş ehli ile cennet 8 feb 2021 Sabah ve Akşam namazlarından sonra okunan Haşr Suresi son 5 Ayeti olan “Lâ yestevî” Anlamı, Arapça-Türkçe okunuşu, Fazileti ve Diyanet Meali 29 dic 2009 Haşr Suresi'nin tamamı veya sadece son üç, dört ve altı ayeti ile ilgili hadisi şerifler bulunmaktadır 4 feb 2017 Örneğin sabah namazının tespihatının sonunda La Yestevi, Namazlardan sonra okunan “aşır”ların fazileti de aynı bablarda anlatılmaktadır. 22 gen 2020 SABAH AKŞAM namazlarından sonra Lâ yestevî ve Haşr Suresinin Fazileti Haşr Suresinin Son 5 Ayetinin Arapça Okunuşu 20-21-22-23-24. Ayeti Haşır Suresi 21,22,23,24 ve faziletleri. Eclipse izle altyazılıSumelanin sifresi 3Tübitak 50. liselerarası proje yarışması sonuçlarıSamsung galaxy a80 blackpinkJako papağan fiyatları izmirBayuzem uzaktan eğitim girişDs4 türkiye fiyatıOpencart türkçe dilÇiçek sepeti indirim kodu donanımhaber Haşr Suresi fazileti ile ilgili olarak birçok hadis kaynağında önemli bilgiler yer almaktadır. Sabah ve akşam üç defa besmeleden önce 'Eûzü billâhi's-semîi'l-alîmi mine'ş-şeytâni'r-racîm' dedikten sonra Haşr sûresinin son üç âyetini okuyanlar için büyük müjdeler içeren hadisin sıhhat derecesiyle ilgili eleştiriler bulunmakla beraber özellikle sabah 786 Besmele Fazileti, Besmele’nin Sırrı ve Önemi. 16 Ağustos 2016. Haşr Suresi son 5 Ayeti “Lâ yestevî” Okunuşu, Anlamı, Fazileti. 8 Şubat 2021. Diyanet Takvimine göre bu yıl ki Kandil gecelerinin tarihleri, 2022 Kandil Günleri. Regaip Kandili – 3 Şubat 2022 Perşembe. Miraç Kandili – 27 Şubat 2022 Pazar. Berat Kandili – 17 Mart 2022 Perşembe. Kadir Gecesi – 27 Nisan 2022 Çarşamba. Dillere destan, yüreklere ferahlık olan merhametin ile günahlarımızı affeyle. Amin tüm Müslümanların cuması mübarek olsun. 2022 yeni yılda hayırlı, bereketli, huzurlu ve sağlık dolu günler dilerim. Duaların geri çevrilmeyeceği bu günde rabbim dualarımızı kabul etsin. Bizleri rahmetinden mahrum bırakmasın güzel Mevlam. 25 giu 2018 La yestevi Haşr Suresi-Fazileti. 59 / HAŞR – 20. Lâ yestevî ashâbun nâri ve ashâbul cennehcenneti, ashâbul cenneti humul fâizûnfâizûne 24 giu 2021 Haşr suresinin son beş ayeti olan La yestevi çok fazileti bir duadır. Haberimizde La yestevinin Arapça ve Türkçe okunuşunu, La yestevinin 28 gen 2022 Haşr Suresi son 3 ayeti fazileti Lâ yestevî ashâbun nâri ve ashâbul cenneti, ashâbul cenneti humul fâizûnfâizûne. Haşr Suresi Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı, Meali Ve Fazileti - Sabah Hüvallahüllezi okumanın faziletleri ile Arapça ve Latin okunuşu La yestevi Haşr Suresi-Fazileti - ilahirahmet islami dua sitesi. 25 feb 2022 Lev Enzelna suresi Arapça Türkçe ve Arapça Okunuşu La yestevi Ve Anlamı Türkçe Tefsiri, Arapça Yazılışı, Fazileti, Diyanet Meali. oynamak Ayar vakum ŞİFA AYETLERİ VE DUALARI Yasin Suresinin Fazileti ve Sırları Sabah ve Akşam Namazlarından Sonra Lâ Yestevî Okunmalı Sabah ve akşam Hadislerde, Haşr Suresi'nin son üç ayetinin okunmasının fazileti ...oynamak Ayar vakum ŞİFA AYETLERİ VE DUALARI Yasin Suresinin Fazileti ve Sırları Sabah ve Akşam Namazlarından Sonra Lâ Yestevî Okunmalı Sabah ve akşamKuran-ı Kerimde geçen aleyhisselam’ın kuyuda ve zindanda iken okuduğu duası ve anlamı, Kur’an-ı Kerim’de Yusuf Suresinde geçen Hazreti Yusuf Aleyhisselamın fitne ve iftiralara karşı okuduğu duanın Arapça, Türkçe okunuşu ve meali 786 Besmele Fazileti, Besmele’nin Sırrı ve Önemi. 27 giu 2020 Hüvallahüllezi faziletleri, Arapçası, Hüvallahüllezi Türkçe okunuşu ve meali haberimizde. Hüvallahüllezi Haşir Suresinin Suresinin Fazileti. " Lev enzelna; Haşr Suresinin son 20 ile 24 ayetidir. Halk arasında Lâ yestevi olarak da bilinmektedir. Her türlü sıkıntılara karşı o eğitimini yaparken, anne babanın hafta. La yestevi Haşr Suresi-Fazileti - ilahirahmet islami dua sitesi Faydası Büyük Dualar ve Zikirler - Lahutiye 3 mag 2020 Haşr Suresinin Son 5 Ayeti – Lâ yestevî – Abdurrahman El Ussi Sabah ve akşam namazından sonra tekrarı pek çok fazileti bulunan ve bir 2 feb 2012 Sabah ve akşam namazlarından sonra okunan ve “Lâ yestevî” ile başlayıp okunan Haşr Sûresinin sonundaki aşrın fazileti hakkında da yine bâzı Hasr Suresi ve Faziletleri - DUALAR HAZİNESİ Lev enzelna - La yestevi duası oku Haşr Suresi son ayetler. Hüvallahüllezi okumanın faziletleri ile Arapça ve vakifbank reçete20 bin bit kaç tlbeko pos cihazı h10 hatasıkütahya emek emlaklfs rev bouncer 6r 887 saatleriKorkunc bir film 5 turkce dublaj tek parca izleBir garip ask 63 bolumIçerde 32 bölümKamkat bakımı53 nerenin plakasıInstagram mavi tik pngZindagi ki mehek final izleGeneral mobile tablet açılmıyorOnvo nerenin malı
“Kur’ân-ı kerîmde bir sûre vardır ki, ona Allah katında “Azîme” denir. O sûreyi okuyan kimse, kıyâmet günü çok kimseye şefaat edecektir. O sûre Yasîn sûresidir.”Fakat bunlara niyyet ederek ve inanarak okumak lazımdır.“Hastam iyi olursa veya şu işim hasıl olursa, sevâbı Seyyidet Nefîse hazretlerine olmak üzere, Allah için, üç Yasîn okumak veya bir koyun kesmek nezrim olsun derse, bu dileğinin kabul olduğu çok tecrübe edilmiştir.”Malik bin Yesar ra’ dan rivayet edilmiştir Peygamber sav; “Kur’an’ın kalbi Yasin-i Şerif’tir. Kim onu Allah rızasını talep ederek ve ahiret sevabı için okursa, Allah onun günahlarını magfiret eder. Onu ölülerinizin üzerine okuyunuz.” Hureyre ra’ dan rivayet edilmiştir Peygamber sav şöyle buyurdu; “Kim bir gecede, Allah rızası için Yasin’i okursa günahları af olunur.”-Enes ra’ dan rivayet edilmiştir dedi ki; Rasulullah sav buyurdu “Herşeyin bir kalbi vardır ve Kur’an’ın kalbi de Yasin’dir. Her kim Sure-i Yasin’i okursa Allah ona bu sureyi okuması sebebiyle Kur’an’ı on kere okumuş kadar sevap ihsan eder.”-Hz. Ali ra’ den rivayet edildigine göre Rasulullah sav kendilerine şöyle demiştir “Ya Ali! Yasin Suresini oku, zira Yasin Suresinde on bereket vardır;-Aişe ra’ dan; “Muhakkak ki Kur’an’da bir sure vardır. Kendisini çok okuyana şefaat eder. Dinleyen ise magfiret olunur. O, Sure-i ilk âyetini oluşturan iki harften almıştır. Hz. Peygamber tarafından bu adla anılmış, Buhârî ve Tirmizî’nin hadis kitaplarında da bu isim kullanılmıştır. Sûre, Kur’an’ın kalbi diye nitelendiren hadis rivayetine dayanılarak “kalbü’l-Kur’ân” diye de adlandırılmış, ancak bu yaygınlık kazanmamıştır Âlûsî, XXII, 522-523; İbn Âşûr, XXII, 191. Sûrenin Mekke döneminin ortalarında nâzil olduğu kabul edilmektedir. İnsanların yaptıkları işlerin ve bıraktıkları izlerin kayda geçirildiğini bildiren 12. âyetin yorumu meyanında rivayet edilen bir hadis dolayısıyla Tirmizî, “Tefsîr”, 36 bu âyetin Medine’de indiği söylenmişse de bu kanaat benimsenmemiştir Âlûsî, XXII, 523; İbn Âşûr, XXII, 191, 204-205. Sûre seksen üç âyet olup fâsılası “م، ن” harfleridir. Yâsîn sûresinde İslâm akaidinin üç esasını teşkil eden tevhid, nübüvvet ve âhiret konuları tabiatın mükemmel kuruluşu ve işleyişinden deliller getirilerek anlatılır; bu arada iman-küfür mücadelesi çerçevesinde geçmiş kavimlerden ibret verici örnekler zikredilir. Dört bölüm halinde incelenmesi mümkün olan sûrenin birinci bölümünde ana konu Hz. Peygamber’in nübüvvetinin ispatı ve Kur’an’ın vahiy ürünü oluşudur. Sûrenin ilk âyetini teşkil eden “yâsîn” büyük bir ihtimalle Hz. Muhammed’e bir hitaptır Âlûsî, XXII, 525; krş. Taberî, XXII, 178. Ardından Kur’an’a yemin edilerek Muhammed’in Allah’a ulaştıran yol sır’at-ı müstakim üzerinde bulunan peygamberlerden olduğu, Kur’an’ın da gafletten bir türlü kurtulamayan kitleleri uyarmak amacıyla Allah tarafından indirildiği ifade edilir. Ancak gönüllerini ilâhî gerçeklere açmayan, Cenâb-ı Hakk’ı anıp kalpleri ürpermeyen ve iradelerini hak dine yönlendirmeyen insanların bütün uyarılara rağmen iman etmeyecekleri bildirilir; mükelleflerin işledikleri fiillerin her şeyi içeren bir kütükte kaydedildiği belirtilir âyet 1-12. Sûrenin ikinci bölümü kendilerine Hak dinin tebliğcilerinin gönderildiği bir yerleşim yeri halkının ashâbü’l-karye kıssası hakkındadır. Bu yerleşim yerine önce iki tebliğci gelmiş, ardından bunları destekleyen üçüncüsü gönderilmiştir. Ancak şehir halkı elçilere yalancı demiş, kendilerine uğursuzluk getirdiklerini ileri sürmüş, tebliğden vazgeçmedikleri takdirde işkenceyle öldürüleceklerini söylemiştir. O sırada şehrin uzak yerlerinden gelen bir kişi halkı iman etmeye teşvik ederken kendisi de iman etmiş, fakat inkârcılar tarafından öldürülmüş, nihayet o yerleşim yerinin halkı korkunç bir sesle helâk edilmiştir âyet 13-32. Müfessirler söz konusu şehrin Antakya, elçilerin havâriler, halkın Romalılar, uzaktan gelen kişinin de Habîb en-Neccâr olabileceğini kaydetmişse de gerek Hıristiyanlığın yayılışı gerekse Antakya’nın tarihi bakımından bu açıklamalar isabetli görülmemiştir bk. ASHÂBÜ’l-KARYE; HABÎB en-NECCÂR. Kur’an’da mevcut kıssaların çoğunda olduğu gibi yerleri ve hitap edilen insanları bilinmeyen bu kıssadan da amaç tarihî bilgi vermek değil kıssadan hisse alınmasını sağlamaktır. Sûrenin üçüncü bölümünde insanların hayatlarını sürdürdükleri yeryüzünün besleyici özelliğine, gece ile gündüz, güneşle ay arasındaki düzen ve âhenge, yeryüzündeki çiçek, bitki vb. şeyler, ayrıca insanlar ve insanların henüz vâkıf olamadığı nice canlı arasındaki tozlaşma ve döllenmeye, gemilerin denizde batmadan seyretmesine temas edilerek Allah’ın birliği ve yüceliğine dikkat çekilir; bütün bu delil ve işaretlere rağmen inkârcıların dinî gerçeklerden yüz çevirdikleri ifade edilir âyet 33-47. Yâsîn sûresinin dördüncü bölümü âhiretin varlığı ve âhiret âleminin tasvirine dairdir. Burada kıyametin ansızın kopacağı bildirildikten sonra vukuu hakkında kısaca bilgi verilir. Ardından cennetin tasvirine, cehennemliklerin bedbahtlığına değinilir; onların dünyada iddia ettikleri gibi Kur’an’ın bir şair sözü değil vahiy ürünü olduğu zikredilir. Dünya hayatında insan türüne verilen nimetlerin bir kısmı sayılır; buna rağmen inkârcıların kendilerine hiçbir fayda sağlamayan putlara taptıkları belirtilir. Sûrenin son âyetlerinde, görünürde spermden meydana gelen insanın dünyaya geliş şeklini göz ardı ederek, “Çürümüş kemikleri kim diriltecek?” diye soran inkârcıya, “İlk defa yaratmış olan diriltecek” şeklinde cevap verilir; bu kanıt, “Sizin için yeşil ağaçtan ateş çıkaran krş. Mâtürîdî, XII, 114; Elmalılı, V, 4042, bütün tabiatı yaratan Allah ölülerin benzerini yaratmaya kādir değil mi?” ifadesiyle desteklenir. Sûre İslâm’ın tevhid ve âhiret inancına bir defa daha vurgu yapan âyetlerle sona erer âyet 48-83. Yâsîn’in de içinde yer aldığı otuz kadar sûrenin mesânî Hz. Peygamber’e İncil yerine verildiğini belirten hadisin sahih olduğu kabul edilmiştir Müsned, IV, 107; İbrâhim Ali, s. 224-225, 292. Sûrenin fazileti hakkında birçok hadis rivayet edilmiştir. Bunlardan biri, “Yâsîn sûresini geceleri okuyan kimsenin günahları bağışlanır” meâlinde olup Dârimî, “Feżâǿilü’l-Ķurǿân”, 21; İbrâhim Ali, s. 292-295 sahih görülmüştür. Her şeyin bir özü kalbi ve odak noktasının bulunduğunu, Kur’an’ın odak noktasının Yâsîn olduğunu belirten, Yâsîn sûresinin ölüler için veya ölmek üzere olanların yanında okunmasını tavsiye eden rivayetler ise zayıf sayılmıştır Müsned, V, 26 [nşr. Müessesetü’r-risâle, XXX, 417-418]; Dârimî, “Feżâǿilü’l-Ķurǿân”, 21; İbn Mâce, “Cenâǿiz”, 4; Ebû Dâvûd, “Cenâǿiz”, 19; Tirmizî, “Feżâǿilü’l-Ķurǿân”, 7; İbrâhim Ali, s. 171-172, 292-301. Bazı tefsir kitaplarında meselâ bk. Zemahşerî, V, 198; Beyzâvî, III, 448 bunlardan başka isnadsız kaydedilen fazilet rivayetleri de vardır. Yâsîn sûresinin tefsiri konusunda çok sayıda eser kaleme alınmıştır. Bunun önemli sebeplerinden biri muhtemelen faziletine dair rivayet edilen hadisler, diğeri de ölüler üzerine okunmasının tavsiye edilmesidir. Süleymaniye Kütüphanesi’nde 100 civarında Yâsîn tefsiri, havâs ve tercüme kayıtları bulunmaktadır. Bu kayıtların yirmisi Hamâmîzâde Ali Efendi’nin Yâsîn tefsirine aittir İstanbul 1262, 1265, 1273, 1286, 1294, 1316, 1320. Ebûishakzâde Esad Efendi’nin Ħulâśatü’t-tebyîn fî tefsîri sûre-i Yâsîn adlı eserinin yine bu kütüphanede on civarında kaydı vardır. İstanbul’un ilk kadısı olan Hızır Bey Çelebi’nin Tefsîr-i Yâsîn-i Şerîf’i Ayşe Humeyra Aslantürk tarafından sadeleştirilerek yayımlanmıştır Yâsîn-i Şerif Tefsîri, İstanbul 1997; Isparta 2007. Davut Aydüz Kur’ân-ı Kerîm’in Kalbi Yâsîn Sûresi Tefsiri adıyla bir çalışma yapmıştır İstanbul 2004. BİBLİYOGRAFYA Müsned, IV, 107; V, 26; Taberî, CâmiǾu’l-beyân nşr. Sıdkī Cemîl el-Attâr, Beyrut 1415/1995, XXII, 178; Mâtürîdî, Teǿvîlâtü’l-Ķurǿân nşr. Mustafa Yavuz, İstanbul 2008, XII, 114; Vâhidî, Esbâbü’n-nüzûl nşr. Eymen Sâlih Şabân, Kahire 1424/2003, s. 282-283; Zemahşerî, el-Keşşâf Beyrut, V, 198; Beyzâvî, Envârü’t-tenzîl, Beyrut 1410/1990, III, 448; Ebü’l-Fidâ İbn Kesîr, Tefsîrü’l-Ķurǿâni’l-Ǿažîm, Beyrut 1385/1966, V, 598-599; Muhammed et-Trablusî, el-Keşfü’l-ilâhî Ǿan şedîdi’ż-żaǾf ve’l-mevżûǾ ve’l-vâhî nşr. M. Mahmûd Ahmed Bekkâr, Mekke 1408/1987, II, 642; Âlûsî, Rûĥu’l-meǾânî nşr. M. Ahmed el-Emed - Ömer Abdüsselâm es-Selâmî, Beyrut 1421/2000, XXII, 522-523, 525; Elmalılı, Hak Dini, V, 4002-4004, 4042; Cafer Şerefeddin, el-MevsûǾatü’l-Ķurǿâniyye ħaśâǿiśü’s-süver, Beyrut 1420/1999, VII, 171-198; M. Tâhir İbn Âşûr, et-Taĥrîr ve’t-tenvîr, Beyrut 1420/2000, XXII, 191-192, 204-205; İbrâhim Ali es-Seyyid Ali Îsâ, el-Eĥâdîŝ ve’l-âŝârü’l-vâride fî feżâǿili süveri’l-Ķurǿâni’l-Kerîm, Kahire 1421/2001, s. 171-172, 224-225, 292-301; Seyyid Muhammed Hüseynî, “Sûre-i Yâsîn”, DMT, IX, 369-370. Bekir Topaloğlu
Yasin suresi Türkçe Okunuşu ve Türkçe Meali, Kuran-ı Kerim’in 36. suresi Yasin Suresi Bilgisayar Hatlı Arapça-Türkçe okunuşu ve Diyanet Meali, Yasin suresi oku, Yasin suresi meali, Yasin suresi dinle, Yasin suresi indirKuran-ı Kerim’in kalbi olarak bilinen sure hangisidir? Yasin Suresi ne zaman ve nerede indirilmiştir ve kaç ayettir? Yasin Suresi konusu nedir ve ne anlatıyor? Yasin-i Şerif’in fazilet ve sırları nelerdir? Yasin Suresi Türkçe okunuşu, Arapça ve Latin harf okunuşu ve anlamı…Yasin Suresini okumanın fazileti nedir? Yasin Suresi ile ilgili hadisler neler? Yasin-i şerif hakkında bilinmesi gerekenler, Bilgisayar Hatlı Arapça Yazılışı ve Yasin Suresi Türkçe okunuşu ile Arapça okumasını bilmeyenler için kolaylık sağlaması açısından sizin için Latin harf okunuşlarıyla birlikte yazımızda Sure; Yasin-i ŞerifYasin Suresi, Kuran-ı Kerim’in 36. suresi, Mekke döneminde nazil olmuştur. Yasin Suresi Bilgisayar Hatlı Arapça-Türkçe okunuşu ve Türkçe Meali, Hakkında bilgilerYasin suresi Hakkında BilgiMekke döneminde inmiştir. 83 âyettir. Kuran-ı Kerim’de 36. suredir. Sûre, adını ilk âyeti oluşturan Huruf-u mukatta harflerinden yani “Yâ-Sîn” harflerinden Suresine “Kalbü’l-Kur’an” Kur’an’ın kalbi, “el-Azime” Büyük, yüce sure, “el-Muımme” dünya ve ahiret hayrını yaygınlaştıran, “el-Müdâfi’a” dünya ve ahiret sıkıntılarını, korku ve kötülükleri uzaklaştıran, “el-Kadıye” istek ve ihtiyaçları yerine getiren isimleri de Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem; “Her şeyin bir kalbi vardır. Kuran’ın kalbi de Yasin Suresi’dir. Her kim onu gündüzleri okursa, bütün sıkıntılarına karşı ona kâfi gelir. Her kim geceleri okursa, bütün günahları affedilir.” buyurmuştur. Ebu Davud, Fedaiü’l Kur’an,3Yasin Suresi, ayrıca mübarek gecelerde, Cuma gecelerinde, mezarlıklarda, ölüm sekerat vakitlerinde, her türlü istek ve hacetlerde okunması hadislerle fazileti ve önemi kalbi, Büyük, yüce sure, dünya ve ahiret hayrını yaygınlaştıran, korku ve kötülükleri uzaklaştıran, istek ve ihtiyaçları yerine getiren sure anlamlarını taşıyan sure, Kuran-ı Kerim’de iniş nüzul sırasına göre 41. Ayettir?Mekke’de, Cin suresinden sonra inen Yâsîn suresi 83 Hangi Cüzdedir ve Kaçıncı Sayfadadır?22. Cüzde’dirYasin Suresi Hayrat Neşriyat Tevafuklu Kuran-ı Kerim’de ٤٣٩ 439. Sayfadadır. Toplam 6 Suresi Fazileti ile ilgili HadislerFaziletleri ve önemi hakkında hadis-i şerifler için tıklayınız..Yasin Suresi Dinle Abdurrahman el ussiMobil Telefondan Dinlemek için Yasin Suresi Oku, Yasin Suresi DinleBilgisayar Hatlı Yasin Suresi Arapça Yazılışı1. SayfaYasin suresi Bilgisayar Hatlı – 1. Sayfa2. SayfaYasin suresi Bilgisayar Hatlı – 2. Sayfa3. SayfaYasin suresi Bilgisayar Hatlı – 3. Sayfa4. SayfaYasin suresi Bilgisayar Hatlı – 4. Sayfa5. SayfaYasin suresi Bilgisayar Hatlı – 5. Sayfa6. SayfaYasin suresi Bilgisayar Hatlı – 6. SayfaYasin Suresi Türkçe Okunuşu ve ve Rahim olan Allah’ın adıyla… kur’ênil hakîm O hikmet dolu Kurân’a yemîn ederim ki,3- İnneke leminel murselîn. Sen Habîbim, hiç şübhesiz Hak tarafından gönderilen peygamber Alê sırâtim-müstagîm. Dosdoğru bir yol Tenzîlel azîzir-rahîm. Bu Kurân yegâne gâlib, çok esirgeyici Allah’nin indirdiği bir kitab Litunzira gavmem-mê unzira êbêuhum fehum ğâfilûn. Bunun hikmeti de yakın ataları azâb ile korkutulmamış, bu yüzden kendileri gaflet içinde kalmış olan bir kavmi onunla Legad haggal gavlü alê ekserihim fehum lê yu’minûn. Andolsun ki onların çoğunun üzerine azap sözü hak olmuştur. Onlar, imana İnnê cealnê fî ağnêgihim ağlêlen fehiye ilel ezgâni fehum mugmehûn. Çünkü biz onların boyunlarına kelepçeler geçirmişiz. O kelepçeler çenelerine dayanmıştır da burunları yukarı, gözleri aşağı Vecealnê mim-beyni eydîhim seddev-vemin [k]halfihim sedden feağşeynêhum fehüm lê yubsirûn. Biz hem önlerinden bir sed, hem arkalarından bir sed çektik. Böylece onları sarıverdik. Artık Vesevêun aleyhim eenzertehum emlem tünzirhum lê yu’minûn. Onları korkutsan da korkutmasan da onlara göre birdir, İnnemê tunziru menittebeaz-zikra ve [k]haşiyer-rahmêne bil ğayb. Febeşşirhu bimağfirativ-veecrin kerîm. Sen ancak Kur’ân’a tabi olan ve görünmediği halde Rahman olan Allah’tan korkan kimseyi sakındırırsın. İşte onu bir bağışlanma ve çok şerefli bir mükafatla İnnê nahnü nuhyil mevtê venektubu mê gaddemû ve êsêrahum. Ve külle şey’in ehsaynêhu fî imêmim-mubîn. Onları korkutsan da korkutmasan da onlara göre birdir, Vadriblehüm meselen eshâbel garyeh. İz cêehel murselûn. Sen onlara, o şehir halkını örnek ver. Hani oraya peygamberler İz erselnê ileyhimusneyni fekezzebûhumê feazzeznê bisêlisin fegâlû innê ileyküm murselûn. Hani biz onlara iki peygamber göndermiştik, fakat onlar ikisini de yalanlamışlardı. Biz de onları üçüncü bir peygamberle destekledik. Onlara “Şüphesiz ki biz size gönderilmiş elçileriz.” Gâlû mê entum illê beşerum-mislunê. Vemê enzelerrahmênu min şey’. İn entum illê tekzibûn. Onlar da “Siz bizim gibi insandan başka birşey değilsiniz, hem Rahman olan Allah, hiçbir şey indirmedi. Siz sadece yalan söylüyorsunuz.” Gâlû Rabbûne yağlemu innê ileykum dediler ki “Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz.”17- Vemê aleynê illel belêğul mubîn. Bize düşen de sadece apaçık Gâlû innê tetayyernê bikum. Leil-lem tentehû lenercumennekum veleyemessennekum minnê azêbun elîm. Onlar dediler ki “Herhalde biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun ki, sizi hiç tınmadan taşlarız ve mutlaka bizden size pek acıklı bir azab dokunur.”19- Gâlû tâirukum meaküm. Ein zukkirtum. Bel entüm gavmum-musrifûn. Peygamberler de şöyle cevap verdiler “Sizin uğursuzluğunuz beraberinizdedir. Size öğüt verildi diye mi uğursuzluğa uğradınız? Doğrusu siz israfı âdet etmiş bir kavimsiniz.”20- Vecê emin egsal medîneti raculuy-yes’â gâle yê gavmittebiul murselîn. O sırada şehrin ta ucundan bir adam koşarak geldi ve “Ey kavmim! Uyun o elçilere!”21- İttebiû mel-le yes’elukum ecrav-vehum muhtedûn. “Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o zatlara ki, onlar hidayete ermişlerdir.”22- Vemê liye lê ağbudullezî fetaranî veileyhi turceûn. “Bana ne oluyor da kulluk etmeyecekmişim beni yaratana? Hep döndürülüp O’na götürüleceksiniz.”23- Eette[k]hizu min dûnihî êliheten iy-yuridnirrahmênu bidurril-lê tuğni annî şefêatuhum şey’ev-velê yungizûn. “Hiç ben O’ndan başka ilâhlar edinir miyim? Eğer O Rahman, bana bir zarar dileyecek olsa, onların şefaati benden yana hiçbir şeye yaramaz ve onlar beni kurtaramazlar.”24- İnnî izel-lefî dalêlim-mubîn. “Şüphesiz ki ben, o zaman apaçık bir sapıklık içinde olurum.”25- İnnî êmentu birabbikum fesmeûn.“Şüphesiz ki ben, Rabbinize iman getirdim, gelin dinleyin beni.”26- Gîled[k]hulil cenneh. Gâle yê leyte gavmî yağlemûn.Sonra ona “haydi gir cennete!” denildi. O da dedi ki “Ne olurdu kavmim bilseydi!”27- Bimê ğaferalî rabbî vecealenî minel mukremîn.“Rabbimin beni bağışladığını ve beni kendilerine ikram edilen kullarından kıldığını.”28- Vemê enzelnê alê gavmihî mim-bağdihî min cundim-mines-semêi vemê künnê munzilîn. Biz arkasından kavminin üzerine bir ordu indirmedik, indirecek de İn kênet illê sayhatev-vêhideten feizêhum [k]hâmidûn. Sadece bir gürültü oldu, onlar da hemen Yê hasraten alel ibêd. Mê ye’tîkum mir-rasûlin illê kênû bihî yestehziûn. Yazıklar olsun o kullara ki, kendilerine glen her bir peygamberle mutlaka alay Elem yerav kem ehleknê gablehum minel gurûni ennehum ileyhim lê yerciûn. Görmediler mi ki, kendilerinden önce nice kuşakları helak etmişiz. Onlar artık kendilerine dönüp Ve in küllül-lemmê cemîul-ledeynê muhdarûn. Onların hepsi toplanıp, sadece bizim huzurumuza Ve êyetül-lehümül erdul meyteh. Ehyaynêhê ve ek[h]racnê minhê habben feminhu ye’kulûn. Hem bir delildir onlara ölü toprak. Biz ona hayat verdik ve ondan taneler çıkardık da ondan yiyip Vecealnê fîhê cennêtim-min na[k]hîliv-ve ağnêbiv-ve feccernê fîhê minel uyûn. Biz orada hurmalıklardan, üzüm bağlarından bahçeler yaptık. İçlerinde pınarlardan sular Liye’kulû min semerihî vemê amilethu eydîhim. Efelê yeşkurûn. Bunu, Onun ürününden ve kendi elleriyle yaptıklarından yesinler diye yaptık. Hâlâ şükretmeyecekler mi?36- Subhânellezî [k]halegal ezvêce küllehê mimmê tünbitül erdu ve min enfusihim ve mimmê lê yağlemûn. Yerin bitkilerinden, kendi nefislerinden ve daha bilemeyecekleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah’ın şanı ne Ve êyêtül-lehumul-leyl. Nesla[k]hu minhun-nehêra feizêhüm muzlimûn. Gece de onlara bir delildir. Biz ondan gündüzü soyar çıkarırız, bir de bakarlar ki karanlığa Veşşemsu tecrî limustegarril-lehê. Zêlike tagdîrul azîzil alîm. Güneş de bir delildir ki kendi yolunda akıp gidiyor. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah’ın Vel gamera gaddernêhu menê zile hattê âde kel urcûnil gadîm. Ay’a gelince, ona menziller tayin ettik. Nihayet o eski hurma salkımının çöpü gibi yay haline dönmüştür. 40- Leşşemsu yembeğî lehê en tudrikel gamera velelleylu sêbigun-nehêr. Ve küllün fî felekiy-yesbahûn. Ne güneşin aya çatması yaraşır, ne de gece gündüzü geçebilir; onların her biri kendi yörüngesinde Veêyetül-lehüm ennê hamelnê zürriyyetehum fil fulkil meşhûn. Onlar için bir delil de bizim, onların neslini dolu bir gemide Ve [k]halagnê lehum mim-mislihî mê yerkebûn. Yine kendileri için onun gibi binecek şeyler Vein neşe’ nuğrighum felê sarî[k]ha lehum velêhum yungazûn. Eğer dilesek onları boğarız da o zaman ne onların feryadına yetişen bulunur, ne de onlar İllê rahmetem-minnê ve metêan ilêhîn. Ancak tarafımızdan bir rahmet ve bir zamana kadar yaşatmak Ve izê gîlelehümüt-tegû mê beyne eydîküm vemê [k]halfeküm leallekum turhamûn. Durum böyle iken onlara “Önünüzdekinden ve arkanızdakinden korkun ki size rahmet edilsin” denildiği zaman,46- Vemê te’tîhim-min êyetim-min êyêti rabbihim illê kênû anhê muğridîn. Ve kendilerine Rablerinin âyetlerinden herhangi bir âyet geldiği zaman mutlaka ondan yüz Ve izê gîlelehum enfigû mimmê razegakumullâhu gâlellezîne keferû lillezîne êmenû enut imu mel-lev yeşêullâhu et ameh. İn entüm illê fî dalêlim-mubîn. Onlara “Allah’ın size rızık olarak verdiği şeylerden hayra harcayın” dendiği zaman, o kâfirler, müminler için “Allah’ın dileyince doyurabileceği kimseyi biz mi doyuracağız? Siz apaçık bir sapıklık içinde değil de nesiniz?” Ve yegûlûne metê hêzel vağdu in küntüm sâdigîn. Yine onlar “Eğer doğru söylüyorsanız bu kıyamet vaadi ne zaman?” Mê yenzurûne illê sayhatev-vêhideten te'[k]huzûhum vehum ye[k]hissimûn. Onlar sadece bir tek çığlığa bakıyorlar, bir çığlık ki, onlar çekişip dururken kendilerini Felê yestetîûne tavsiyetev-ve lê ilê ehlihim yerciûn. O zaman bir vasiyette bile bulunamazlar. Ailelerine de Venufi[k]ha fissûri feizê hüm minel ecdêsi ilê rabbihim yensilûn. Sûr’a üfürülmüştür, bir de ne baksınlar kabirlerinden Rablerine doğru akın Gâlû yê veylenê mem-beasenê mim-mergadînê. Hêzê mê veader-rahmênuve sadegal “Eyvah başımıza gelenlere! Mezarımızdan bizi kim kaldırdı? O Rahmân’ın vaad buyurduğu işte bu imiş. Gönderilen peygamberler de doğru söylemişler” İn kênet illê sayhatev-vêhideten feizê hum cemîul-ledeynê muhdarûn. Başka değil, sadece bir tek çığlık olmuş, derhal hepsi toplanmış huzurumuza Felyevme lê tuzlemu nefsun şey en velê tuczevne illê mê küntüm tağmelûn. Artık bugün hiç kimseye zerre kadar zulmedilmez. Ancak yaptıklarınızın cezasını İnne eshâbel cennetil yevme fî şuğulin fêkihûn. Gerçekten cennetlik olanlar bugün bir meşguliyet içinde zevk Vehum ezvêcuhum fî zilâlin alêl erâiki muttekiûn. Kendileri ve eşleri, gölgelerde koltuklar üzerine Lehum fîhê fêkifetuv-velehum mê yeddeûn., Onlara orada bir meyve vardır. İsteyecekleri her şey Selâmun gavlem-mir-rabbir-rahîm. Onlara Rahîm olan Rab’den “selâm” sözü Vemtêzûl yevme eyyühel mucrimûn. Ey günahkârlar! Bugün siz bir tarafa Elem ağhed ileykum yê benî êdeme el-lê tağbuduş-şeytân. İnnehû leküm aduvvum-mubîn. “Ey Âdemoğulları! Şeytana tapmayın, o size apaçık bir düşmandır.”61- Ve eniğbudûnî. Hêzê sırâtum-mustagîm. “Ve bana kulluk edin, doğru yol budur, diye size and vermedim mi?” buyurulacak62- Velegad edalle minküm cibillen kesîrâ. Efelem tekûnu tağgilûn. Böyle iken o sizden birçok nesilleri yoldan çıkardı. Ya o zaman düşünmüyor muydunuz?63- Hêzihî cehennemulletî küntüm tûadûn. İşte bu size vaad edilen İslev hel yevme bimê küntüm tekfurûn. Bugün yaslanın ona bakalım inkâr ettiğiniz Elyevme na[k]hyimu alê efvêhihim ve tukellimunê eydîhim ve teşhedû erculuhum bimê kênû yeksibûn. Bugün biz onların ağızlarını mühürleriz de neler kazandıklarını bize elleri söyler, ayakları da şahitlik Velev neşêu letamesnê alê ağyunihim festebegus-sırâta feennê yubsirûn. Hem dileseydik gözlerini üzerinden silme kör ediverirdik de yola dökülürlerdi. Fakat nereden görecekler?67- Velev neşêu lemasehnêhum alê mekênetihim femestetâû mudiyyev-velê dileseydik oldukları yerde kılıklarını değiştirirdik de ne ileri gidebilirlerdi, ne de geri Vemen nuammirhu nunekkishu fil [k]halg. Efelê yağgilûn. Bununla beraber kimin ömrünü uzatıyorsak, yaratılışta onu güç ve kuvvetini alarak tersine çeviriyoruz. Hâlâ akıllanmayacaklar mı?69- Vemê allemnêhuş-şiğra vemê yembeğî leh. İn hüve illê zikruv-ve gur’ênum-mubîn. Biz ona şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz da… O sadece bir öğüt ve apaçık bir Kur’ân’ Liyunzira men kêne hayyev-veyehiggal gavlu alel kêfirîn. Bu, diri olanları uyarmak ve kâfirlere de azab sözünün hak olması Evelem yerav ennê [k]halagnê lehum mimmê amilet eydînê en âmen fehum lehê mêlikûn. Şunu da görmediler mi Biz onlar için kudretimizin meydana getirdiklerinden birtakım hayvanlar yaratmışız da onlara sahip Ve zellelnêhê lehum feminhê rakûbuhum ve minhê ye’kulûn. Onları, kendilerinin hizmetine vermişiz de, hem onlardan binekleri var, hem de onlardan Velehum fîhê menêfiu ve meşârib. Efelê yeşkurûn. Onlarda daha birçok menfaatleri ve türlü içecekleri de var. Hâlâ şükretmeyecekler mi?74- Vette[k]hazû min dûnillêhi êlihetel-leallehum yunsarûn. Onlar, Allah’tan başka birtakım ilâhlar edindiler. Güya yardım Lê yestetîûne nasrahum vehum lehum cundum-muhdarûn. Onların, onlara yardıma güçleri yetmez. Kendileri ise onlar için bazı Felê yehzunke gavluhum. İnnê nağlemu mê yusirrûne vemê yuğlinûn. O halde onların sözleri seni üzmesin. Biz onların içlerini de biliriz, dışlarını Evelem yeral insênu ennê [k]halagnêhu min nutfetin feizê hüve [k] kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmedi mi de, şimdi apaçık bir hasım kesildi?78- Ve darabe lenê meselev-venesiye [k]halgah. Gêle mey-yuhyil izâme vehiye ramîm. Yaratılışını unutarak bize bir de mesel fırlattı “Kim diriltecekmiş o çürümüş kemikleri?” Gul yuhyîhellezî enşeehê evvele merrah. Ve hüve bikülli [k]halgin alîm. De ki “Onları ilk defa yaratan diriltecek ve o her yaratmayı bilir.”80- Ellezî ceale lekum mineş-şeceril e[k]hdari nêran feizê entüm minhu tûgidûn. Size o yeşil ağaçtan bir ateş yapan O’dur. Şimdi siz ondan Eveleysellezî [k]halagas-semêvêti vel arda bigâdirin alê en-ye[k]hluga mislehum. Bele ve hüvel [k]hallâhul alîm. Gökleri ve yeri yaratan, onlar gibisini yaratmaya kâdir değil midir? Elbette kâdirdir. Çünkü o her şeyi yaratandır, her şeyi İnnemê emruhû izê erâde şey en ey-yegûle lehû kün emri, bir şeyi dileyince ona sadece “Ol!” demektir. O da hemen Fesubhânellezî biyedihî melekûtu külli şey’iv-ve ileyhi turceûn. O halde her şeyin mülkü ve tasarrufu hükümranlığı elinde bulunan Allah’ın şanı ne yücedir. Siz de yalnız O’na KonularYasin Suresi Hakkında Hadis-i ŞeriflerKur’ân-ı Kerim Nüzul İniş Sırasına göre SurelerKuran-ı Kerim Tüm Sureler ListesiCevşen DuasıAyet‑el KürsiSekine DuasıVakia SuresiBakara SuresiFetih SuresiMübin Duası
41 yasin okumanın fazileti diyanet