40 hadis arapça okunuşu ve türkçe meali

Hadislerdegeçen “ Allah’ım Acizlikten, tembellikten, cimrilikten, sana sığınırım” duasının Arapça, Türkçe okunuşu Değerli okurlarımız Peygamber Efendimiz’in Bir İstiâze Duâsı Şimdivakıa suresinin türkçe manasına geçelim. 1.İzâ vakaatil vâkıatu. 2.Leyse li vak’atihâ kâzibetun. 3.Hâfidatun râfiatun. 4.İzâ ruccetil ardu Yorumyap. Yazan : Ayse Yasar. 40 Hadis. 1-Âfetü’l ilmi en nisyanü: İlmin afeti unutmaktır. 2-Ettuhuru şatru’l iman: Temizlik imanın yarısıdır. 3-A’kilhâ ve tevekkel: (Deveyi) bağla ve tevekkül et. 4-Sûmû tesihhû: Oruç tutun, sıhhat bulun. 5-Es-salâtü imâdü’d dini: Namaz dinin direğidir. Şimdisizler için hazırladığımız Kur’anı Kerim surelerden olan Ali İmran süresi arapça yazılışı ile latince harflerle Türkçe okunuşunu derledik. Ayrıca Diyanet İşleri tarafından düzenlenen meali ne’de yer verdik. Bu sebeple hem Arapça yazısı hem de latince okunuşunu öğrenerek okuyabilirsiniz. Fazileti ZilzalSuresi okunuşu, Türkçe anlamı, Arapça yazılışı, diyanet meali ve fazileti ile ilgili detaylı bilgiye içeriğimizden ulaşabilirsiniz. BİST EURO 17.55 0.47 USD 17. Site De Rencontre Serieux Dans Le Monde. 40 Hadis 1-Âfetü’l ilmi en nisyanü İlmin afeti unutmaktır. 2-Ettuhuru şatru’l iman Temizlik imanın yarısıdır. 3-A’kilhâ ve tevekkel Deveyi bağla ve tevekkül et. 4-Sûmû tesihhû Oruç tutun, sıhhat bulun. 5-Es-salâtü imâdü’d dini Namaz dinin direğidir. 6-Talebü’l helali cihadün Helal peşinde koşmak cihaddır. 7-El-kelimü’t tayyibetü sadakatün Güzel söz sadakadır. 8-El cennetü tahte zılâli’s süyuf Cennet kılıçların gölgesi altındadır. 9-El mecalisü bi’l emaneti Meclislerdeki sözler emanettir. 10-Ed-dellü alel hayri kefailihiHayra vesile olan yapan gibidir. 11-El cennetü dâr-ül eshıya Cennet cömertler yurdudur. 12-Es- savmü nısf’us sabr Oruç sabrın yarısıdır. 13-Es sabru nısf’ul iman Sabır imanın yarısıdır. 14-Et tebessümü sadakatun Tebessüm etmek sadakadır. 15-Es sabru miftahul ferec Sabır, başarının anahtarıdır. 16-Es sabru ınde sadmetül ula Sabır, musi,betin ilk anındakidir. 17-Efdalü’l ibadeti edvamuha İbadetin efdali devamlı olanıdır. 18-El Kur’anü hüved deva Kur’an, sırf devadır. 19-Men samete reca Dilini tutan kurtuldu. 20-Re’sü’l hikmeti mehafetullah Hikmetin başı Allah korkudur. 21-El idetü atiyyetün Vaad edilen verilmelidir. 22-Ed duaü silahu’l mümin Dua müminin silahıdır. 23-İsmah yusmah leke Müsamaha et ki sende göresin. 24-Es salatü nur’ul mümin Namaz müminin nurudur. 25-En nedametü tevbetün Pişmanlık tövbedir. 26-El mescidü beytü külli takiyyin Mescid, takva sahiplerinin evidir. 27-Ed dinü en nasiha Din nasihattir. 28-Ed duaü hüvel ibadetü Dua ibadettir. 29-El cümuatü haccü’l mesakin Cuma fakirlerin haccıdır. 30-Hüsnü’s suali nısfu’l ilim Güzel soru, ilmin yarıdır. 31-Es selamü kable’l kelam Önce selam, sonra kelam. 32-İzâ gadibte fe’skut Öfkelendiğinde sus. 33-Kesretü’d dahiki tumitül kalb Çok gülmek kalbi öldürür. 34-Es savmu cünnetün Oruç kalkandır. 35-Es subhatü temneu’r rızk Sabah uykusu, rızka engeldir. 36-El hamrü ummü’l habais İçki, kötülüklerin anasıdır. 37-Zina’l uyûni en nazaru gözlerin zinası bakmaktır. 38-El kanâatü mâlün la yenfedü Kanaat bitmez bir sermayedir. 39-El hayaü minel iman Hayâutanma duygusu imandandır. 40-El mer’ü ala dini halilihi Kişi, arkadaşının dini üzeredir. Hadis Peygamber Efendimiz söylediği sözlerdir. Hadis-i Şerifler, ortaya çıkmış en hayırlı ümmet için hazine değerindedir. Kur’an-ı Kerim’in en iyi tefsirini yapan ve ona göre yorumlayan peygamber, ümmetine tavsiyelerde ve öğütlerde bulunmuştur. Peygamber Efendimiz Hadis-i şerifte “Kim ümmetime dini işlerine dair kırk hadis hıfzediverirse, Allah Teâlâ onu alimler zümresinde haşreder…. Ben de kıyamet gününde ona şahid ve şefaatçi olurum” diye buyurulmuştur. İşte Peygamberimiz Hz. Muhammed 40 Hadisi Şerifi… اَلدِّينُ النَّصِيحَةُ قُلْنَا لِمَنْ يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟ قَالَ لِلَّهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ وَلأئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ وَعَامَّتِهِمْ Allah Rasûlü “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ Rasûlallah?” diye sorduk. O da; “Allah”a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi. Müslim, İmân, 95. 40 Hadisle ile ilgili yazımız burada sona dini yazılarımız için tıklayınız. Giriş Tarihi 1317 Son Güncelleme 1317 Nebe Suresi, Kur’an-ı Kerim’in yetmiş sekizinci suresidir. Mekke döneminin sonlarına doğru nazil olmuştur. Tıpkı diğer surelerde olduğu gibi 40 ayetten oluşan bu surenin içeriğinde de çok mühim konular işlenmiştir. Kıyamet gününden, öldükten sonra dirilme ve hesap için toplanma konularına yer verilmiştir. Nebe Suresinin bir diğer ismi ise Amme Suresi olarak bilinir. Nebe Suresi okunuşu ve anlamı günümüzde en çok araştırılan surelerdendir. Nebe Amme Suresi okunuşu, anlamı, meali, tefsiri ve faziletleri hakkında ayrıntılı bilgilere aşağıdan ulaşabilirsiniz. İşte, Nebe Suresi bir diğer adıyla Amme Suresi Arapça Türkçe okunuşu, anlamı, tefsiri ve fazileti… Nebe Suresi, Mekke döneminin sonlarına doğru nazil olmuştur. 40 ayetten oluşan sure adını ikinci ayette geçen ''Nebe'' kelimesinden almıştır. Birinci ayetteki ''Amme'' kelimesiyle de adlandırılmaktadır. Hadis kaynaklarında Nebe Suresi fazileti hakkında çeşitli bilgiler yer alır. Müslüman âlemi için mühim bir yere sahip olan Amme Suresi içeriğinde de önemli konulardan bahsedilmiştir. Nebe Suresi okunuşu, anlamı, meali, tefsiri ve fazileti hakkında ayrıntılara bu başlık altından ulaşabilirsiniz. Nebe Amme Suresi Arapça Türkçe okunuşu, anlamı, meali, tefsiri aşağıdan görüntüleyebilirsiniz. NEBE AMME SURESİ OKUNUŞU Bismillahirrahmanirrahim 1. Amme yetesâelûnyetesâelûne. 2. Anin nebeil azîmazîmi. 3. Ellezî hum fîhi muhtelifûnmuhtelifûne. 4. Kellâ se ya'lemûnya'lemûne. 5. Summe kellâ se ya'lemûnya'lemûne. 6. E lem nec'alil arda mihâdâmihâden. 7. Vel cibâle evtâdâevtâden. 8. Ve halaknâkum ezvâcâezvacen. 9. Ve cealnâ nevmekum subâtâsubâten. 10. Ve cealnâl leyle libâsâlibâsen. 11. Ve cealnân nehâre meâşâmeâşen. 12. Ve beneynâ fevkakum seb'an şidâdâşidâden. 13. Ve cealnâ sirâcen vehhâcâvehhâcen. 14. Ve enzelnâ minel mu'sırâti mâen seccâcâseccâcen. 15. Li nuhrice bihî habben ve nebâtânebâten. 16. Ve cennâtin elfâfâelfâfen. 17. İnne yevmel faslı kâne mîkâtâmîkâten. 18. Yevme yunfehu fîs sûri fe te'tûne efvâcâefvâcen. 19. Ve futihatis semâu fe kânet ebvâbâebvâben. 20. Ve suyyiratil cibâlu fe kânet serâbâserâben. 21. İnne cehenneme kânet mirsâdâmirsâden. 22. Lit tâgîne meâbâmeâben. 23. Lâbisîne fîhâ ahkâbâahkâben. 24. Lâ yezûkûne fîhâ berden ve lâ şerâbâşerâben. 25. İllâ hamîmen ve gassâkâgassâkan. 26. Cezâen vifâkâvifâkan. 27. İnnehum kânû lâ yercûne hısâbâhısâben. 28. Ve kezzebû bi âyâtinâ kizzâbâkizzâben. 29. Ve kulle şey'in ahsaynâhu kitâbâkitâben. 30. Fe zûkû fe len nezîdekum illâ azâbâazâben. 31. İnne lil muttakîne mefâzâmefâzen. 32. Hadâika ve a'nâbâa'nâben. 33. Ve kevâıbe etrâbâetrâben. 34. Ve ke'sen dihâkâdihâkan. 35. Lâ yesmeûne fîhâ lagven ve lâ kizzâbâkizzâben. 36. Cezâen min rabbike atâen hısâbâhısâben. 37. Rabbis semâvâti vel ardı ve mâ beynehumâr rahmâni lâ yemlikûne minhu hitâbâhitâben. 38. Yevme yekûmur rûhu vel melâiketu saffâsaffen, lâ yetekellemûne illâ men ezine lehur rahmânu ve kâle sevâbâsevâben. 39. Zâlikel yevmul hakku, fe men şâettehaze ilâ rabbihî meâbâmeâben. 40. İnnâ enzernâkum azâben karîbâkarîben, yevme yanzurul mer'u mâ kaddemet yedâhu ve yekûlul kâfiru yâ leytenî kuntu turâbâturâben. NEBE AMME SURESİ ANLAMI Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla... 1. Birbirlerine hangi şeyi sorup duruyorlar? 2. O büyük haberi mi? 3. Ki kendileri hakkında anlaşmazlık içindedirler. 4. Hayır; yakında bileceklerdir. 5. Yine hayır; yakında bileceklerdir. 6. Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı? 7. Dağları da birer kazık? 8. Sizi çift çift yarattık. 9. Uykunuzu bir dinlenme yaptık. 10. Geceyi bir örtü yaptık. 11. Gündüzü bir geçim-vakti kıldık. 12. Sizin üstünüze sapasağlam yedi-gök bina ettik. 13. Parıldadıkça parıldayan bir kandil güneş kıldık. 14. Sıkıp suyu çıkaran bulutlardan 'bardaktan boşanırcasına su' indirdik. 15. Bununla taneler ve bitkiler bitirip-çıkaralım diye. 16. Ve birbirine sarmaş-dolaş bahçeleri de. 17. Şüphesiz o hüküm fasl günü, belirlenmiş bir vakittir. 18. Sur'a üfürüleceği gün, artık siz dalga dalga geleceksiniz. 19. O sırada gök açılmış ve kapı kapı olmuştur. 20. Dağlar yürütülmüş, artık bir serab oluvermiştir. 21. Gerçekten cehennem, bir gözetleme yeridir. 22. Taşkınlık edip-azanlar için son bir varış yeridir. 23. Bütün zamanlar boyunca içinde kalacaklardır. 24. Orada ne serinlik tadacaklar, ne bir içecek. 25. Kaynar sudan ve irinden başka. 26. İşlediklerine Uygun olan bir ceza olarak, 27. Doğrusu onlar, hesaba çekileceklerini ummuyorlardı. 28. Bizim ayetlerimizi yalanlayabildikleri kadar yalanlıyorlardı. 29. Oysa Biz, herşeyi yazıp saymışızdır. 30. Şimdi tadın. Size artık azaptan başkasını arttırmayacağız; 31. Gerçek şu ki, muttakiler için 'bir kurtuluş ve mutluluk' vardır. 32. Nice bahçeler ve üzüm bağları. 33. Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar. 34. Dopdolu kadehler. 35. İçinde, ne 'boş ve saçma bir söz' işitirler, ne bir yalan. 36. Rabbinden bir karşılık olmak üzere yeterli bir bağıştır bu. 37. Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi Rahman olan Allah; O'na hitap etmeye güç yetiremezler. 38. Ruh ve meleklerin saflar halinde duracakları gün; Rahman'ın kendilerine izin verdikleri dışında olanlar konuşmazlar. Konuşacak olan da, Doğruyu söyleyecektir. 39. İşte bu, hak gündür. Şu halde dileyen Rabbine bir dönüşyolu edinsin. 40. Gerçekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek. NEBE AMME SURESİ KONUSU NEDİR? Kur'an-ı Kerim'deki yetmiş sekizinci surenin adıdır. Nebe Suresinde de diğer surelerde olduğu gibi mühim bilgiler yer almıştır. Çok önemli konulara değinilmiştir. Surede ağırlıklı olarak kıyamet gününden bahsedilerek, öldükten sonra dirilme, hesap verme ve ceza gibi konulardan söz edilmiştir. Allah'ın varlık ve kudretini gösteren deliller ve melekler konusu da işlenmiştir. NEBE AMME SURESİ FAZİLETİ Hadis kaynaklarında Nebe Suresi fazileti hakkında bazı bilgiler yer almaktadır. Bir hadise göre, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in Nebe Amme suresini Mürselat suresiyle birlikte namazın bir rekâtında okuduğu belirtilmiştir. Buhârî, "Feżâʾilü'l-Ḳurʾân", 6, 28; Müslim, "Ṣalâtü'l-müsâfirîn", 275-279; krş. İbrâhim Ali, s. 306-307, 342-343. Bir diğer hadiste ise "Amme yetesâelûn sûresini okuyan kimseye Cenâb-ı Hak kıyamet gününde soğuk içecekler lutfedecektir" meâlindeki rivayetin Zemahşerî, VI, 303; Beyzâvî, IV, 374 mevzu olduğu belirtilmiştir. NEBE SURESİ NUZÜL Nebe Suresi, mushaftaki sıralamaya göre yetmiş sekizinci sıradadır. İniş sırasına göre ise sekseninci sure olma özelliğini taşır. Mekke devrinin sonlarına doğru Mearic suresinden sonra, Naziat suresinden önce inmiştir. Ezberlemek İsteyenler İçin Diğer Sureler Şöyle; Ayetel Kürsi Fatiha Suresi Felak Suresi Fetih Suresi Nas Suresi Kadir Suresi Tebbet Suresi Fil Suresi Duha Suresi Yasin Suresi Vakıa Suresi Mülk Suresi İnşirah Suresi Maun Suresi Haşr Suresi Bu ürünün size özel fiyatıdır, Sepete ekleyin fırsatı kaçırmayın! Bu ürünün ekstra indirimli son fiyatıdır, Sepete ekleyin fırsatı kaçırmayın! Sayfa Sayısı 128 Yazar İmam Nevevi Cilt Durumu Ciltsiz Yayın Tarihi 2016 Sayfa Sayısı 128 Cilt Durumu Ciltsiz Yayın Tarihi 2016 Tüm Özellikler Guraba Yayınları 20,00 TL %0 20,00 TL Adet / adet tarihinde stoklarda olacaktır. Ürün farklı bir fiyattan satışa sunulabilir. Eğer ürün daha yüksek bir fiyattan satışa sunulursa, ön sipariş veren müşteriden fiyat farkı alınmaz, ayrıca teslimatta öncelik sağlanır. Ürün daha düşük bir fiyattan satışa sunulursa, aradaki fark teslimatı takip eden 1 hafta içerisinde ön sipariş veren müşteriye ödenir. Karşılaştır Diğer Satıcılar - Tümü 3 Diğer satıcılar, bünyesinde satış yapan diğer firmaları ve satış fiyatlarını gösterir. DSACategoryId/60001501/2147483645/80196010/213897 Kuran-ı Kerim’in 57. suresi olan Hadid Suresi, Mekke’de nazil olmuştur ve 29 ayettir. Hadid Suresi Anlamı, Arapça-Türkçe okunuşu ve Diyanet MealiHadid ne demek? Kelime anlamı nedir? Hadid suresi ne zaman ve ne için okunur? Kaç ayettir ve Kuran’da kaçıncı suredir? Hangi cüzde yer alır? Kuran-ı Kerim 57. Sure olan Hadid Suresi, Arapça-Türkçe Okunuşu, Anlamı ve Meali, Faziletleri. Hadid suresi hakkında kısa bilgiler57. Sure Hadid Suresi Hakkında Kısa BilgiSure adını, 25 ayetinde geçen “hadid” kelimesinden almıştır. “Hadid” kelimesi demir anlamına gelmektedir. Hadid suresi, “sebbeha” ve “yüsebbihu” kelimeleriyle başlayan ve “Müsebbihat” olarak tanımlanan surelerin ilkidir. Diğer Müsebbihat sureleri Haşr, Saff, Cuma ve Tegâbün’dür. 29 ayetten oluşan Hadid Suresi, Medine’de inmiştir. Mushaftaki sıralamada 57., iniş sırasına göre 112. Suresi, Medine döneminde inmiştir. 29 âyettir. Kur’ân-ı Kerîm’in elli yedinci sûresidir. Sûre, adını 25. âyette geçen “el-Hadîd” kelimesinden almıştır. Hadîd, demir Suresi KonusuSurenin temel konuları; Allah’ın bazı sıfatları, Allah’a ve peygamberine iman, Allah rızası için harcamak infak, Cimrilik, Müminlerin ve münafıkların ahiretteki durumları, Dünya hayatının bazı olumsuz özellikleri, Kader, Kerîm’in 57. sûresidir. Yirmi dokuz âyet, beş yüz kırk dört kelime, bin dört yüz yetmiş dört harften meydana gelir. Fâsılası, be, dal, ra, ze, mim ve nun harfleridir. Sûre adını yirmi beşinci âyetinde geçen demir anlamındaki “hadid” kelimesinden mi Medenî mi olduğu konusunda ihtilâf olmasına rağmen sûrenin Medenî olduğuna dair görüş daha kuvvetlidir, ulemânın çoğunluğu da bu görüştedir. Nitekim onuncu âyette geçen, “Zaferden önce İslâm’ı yayma yolunda mallarını sarfedip, canlarıyla savaşanlar elbette zaferden önce mal ve canlarıyla savaşanlarla bir değildir” seslenişi müslümanların zaferler kazandıgı Medine döneminde yaşanan bir durumu anlatmaktadır. Rivâyetler sûrenin Uhud savaşından sonra Hudeybiye antlaşması öncesi hicri 4-5 yılların da nâzil olduğu yolundadır. Haşr, Saff, Cum’a, Teğabun sûreleriyle birlikte bu sûreye “Müsebbihat” sûreleri de denmiştir. Sûre genel olarak müslümanları terbiye etmeyi hedef almakta, onlara İslâm toplumunu oluşturacak insanların ne gibi özellikler taşıması gerektiğini öğretmekte. Kur’ân’ın genelinde olduğu gibi bu emirleri âhiretteki ceza ve mükafatla desteklemekte, onlara Allah’ın azâbını Suresi’nin Fazileti ve SırlarıResulullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem buyurdu ki “Hadid, Vakıa ve Rahman surelerini okumaya devam eden kişi, göklerin ve yerin melekütunda, Firdevs Cennetinin sakini’ diye isimlendirilir.”Suyuti, Câmi’ussağir, 4/467, Şü’abül-İmanResulullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem buyurdu ki “Hadid Suresini okuyan kişi, Allah’a ve peygamberlere iman etmiş olanlardan yazılır.”Kadı Beyzâvî, Beyzâvî Tefsir Envârut-Tenzîl ve Esrârut-Te’vîl, 2/472Resulullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem uyumadan önce Müsebbihât Kuran-ı Kerimde “Sübhane”, “Sebbeha”, ve “Yüsebbihu” kelimeleriyle başlayan İsra, Hadid, Haşr, Saff, Cuma, Teğabün ve A’la surelerini okurdu. Ebu Davud, Edeb, 17; Tirmizi, Fedailül-Kur’an, 21İrbad bin Sariye Radıyallahü Anh şöyle demiştir Resulullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem uyumadan önce el-Musebbihat 8denilen sureleri okur ve “Bu surelerin içerisinde bir ayet vardır ki bin ayetten daha faziletlidir.” buyururdu.Ebu Davud, Edeb, 98; Tirmizi, Dua, 22Resulullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem buyurdu ki “Kendinde şüphe ve vesveseden bir şey hissedersen, besmele ile beraber Hadid suresinin 3. ayeti olan ayetini oku.” Hadid Suresinin 3. ayetini okumak 1000 ayete Suresi 3. Ayetلَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ يُحْيِي وَيُمِيتُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌLehû mülküssemēvēti vēl ardi yuhyî veyumîtu vehüve alē külli şeyin gadîr. ” Göklerin ve yerin mülkü O’nundur. O, diriltir, öldürür, O, her şeye kadirdir.”Hadid suresinin 1-6. ayetini yazıp üzerinde taşıyan kişi, savaş meydanında silahlara karşı Allah tarafından bunalımdan kurtulmak için 75 defa اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِHadid Suresi Arapça, Latin Harfli Okunuşu Ve Türkçe MealiBismillâhirrahmânirrahîmRahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…1. سَبَّحَ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ 1. Sebbeha lillēhi mē fissemēvēti vel ardi vehüvel azîzul hakîm. 1. Göklerde ve yerde bulunan her şey Allah’ı tesbih etmektedir. O, çok güçlüdür, hüküm ve hikmet لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ يُحْيِي وَيُمِيتُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ 2. Lehû mülküssemēvēti vēl ardi yuhyî veyumîtu vehüve alē külli şeyin gadîr. 2. Göklerin ve yerin mülkü O’nundur. O, diriltir, öldürür, O, her şeye هُوَ الْأَوَّلُ وَالْآخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ 3. Hüvel evvelu vel â[k]hiru vezzâhiru velbâtinu vehüve bikülli şey’in alîm. 3. O ilktir, sondur, zahirdir, bâtındır. O her şeyi هُوَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ يَعْلَمُ مَا يَلِجُ فِي الْأَرْضِ وَمَا يَخْرُجُ مِنْهَا وَمَا يَنزِلُ مِنَ السَّمَاء وَمَا يَعْرُجُ فِيهَا وَهُوَ مَعَكُمْ أَيْنَ مَا كُنتُمْ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ 4. Hüvellezî [k]halegas-semēvēti vel arda fî sitteti eyyēmin sümmestevē alel arşi yağlemu mē yelicu fil erdi vemē ye[k]hrucu minhē vemē yenzilu mines-semēi vemē yeğrucu fîhē vehüve meaküm eyne mē küntüm veellâhu bimē teğmelûne basîr. 4. O’dur ki gökleri ve yeri 6 günde yarattı. Sonra arş üzerine istivâ etti hükümran oldu. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni, ona çıkanı bilir. Nerede olsanız O sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَإِلَى اللَّهِ تُرْجَعُ الأمُورُ 5. Lehû mülküs-semēvēti vel ardi veilellâhi turceul umûr. 5. Göklerin ve yerin mülkü O’nundur. Bütün işler O’na يُولِجُ اللَّيْلَ فِي النَّهَارِ وَيُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ وَهُوَ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ 6. Yûlicul-leyle finnehēri veyûlicun-nehēra filleyli vehüve alîmum bizētissudûr. 6. Geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü gecenin içine sokar. O, göğüslerin özünü آمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَأَنفِقُوا مِمَّا جَعَلَكُم مُّسْتَخْلَفِينَ فِيهِ فَالَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَأَنفَقُوا لَهُمْ أَجْرٌ كَبِيرٌ 7. Êminû billēhi verasûlihi veenfigû mimmē cealeküm muste[k]hlefîne fîhi fellezîne ēmenû minküm veenfegû lehum ecrun kebîr. 7. Allah’a ve Resulüne iman edin. Sizi hâkim kıldığı, sizin yönetiminize verdiği şeylerden harcayın. Sizden, inanan ve harcayanlar için büyük mükafat وَمَا لَكُمْ لَا تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالرَّسُولُ يَدْعُوكُمْ لِتُؤْمِنُوا بِرَبِّكُمْ وَقَدْ أَخَذَ مِيثَاقَكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ 8. Vemē leküm lē tu’minûne billēhi ver-rasûlu yedûküm litu’minû birabbiküm vegad e[k]haze mîsēgaküm in küntüm mu’minîn. 8. Size ne oldu ki, Resul sizi Rabbinize inanmanız için davet ettiği halde Allah’a inanmıyorsunuz? Oysa O, sizden kesin söz almıştı. Eğer هُوَ الَّذِي يُنَزِّلُ عَلَى عَبْدِهِ آيَاتٍ بَيِّنَاتٍ لِيُخْرِجَكُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ وَإِنَّ اللَّهَ بِكُمْ لَرَؤُوفٌ رَّحِيمٌ 9. Hüvellezî yunezzilu alē abdihî âyētim-beyyinētil liyu[k]hriceküm minez-zulumēti ilennûri veinnallâhe biküm leraûfur-rahîm. 9. Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna apaçık âyetler indiren O’dur. Şüphesiz Allah, size karşı çok şefkatli, çok وَمَا لَكُمْ أَلَّا تُنفِقُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَلِلَّهِ مِيرَاثُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ لَا يَسْتَوِي مِنكُم مَّنْ أَنفَقَ مِن قَبْلِ الْفَتْحِ وَقَاتَلَ أُوْلَئِكَ أَعْظَمُ دَرَجَةً مِّنَ الَّذِينَ أَنفَقُوا مِن بَعْدُ وَقَاتَلُوا وَكُلّاً وَعَدَ اللَّهُ الْحُسْنَى وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ 10. Vemē leküm ellē tunfigû fî sebîlillēhi velillēhi mîrâsus-semēvēti vel ardi lē yestevî minküm men enfega min gablil fethi vegâtele ulēike eğzamu deracetem-minellezîne enfegû mim-bağdu vegâtelû veküllev-veadellâhul hüsnē veellâhu bimē tağmelûne [k]habîr. 10. Neden siz Allah yolunda harcamayasınız ki? Göklerin ve yerin mirası zaten Allah’ındır. Elbette içinizden, fetihten önce harcayan ve savaşan bir olmaz. Onların derecesi, sonradan infak eden ve savaşanlardan daha büyüktür. Bununla beraber Allah hepsine de en güzel sonucu vaat etmiştir. Allah yaptıklarınızdan مَن ذَا الَّذِي يُقْرِضُ اللَّهَ قَرْضاً حَسَناً فَيُضَاعِفَهُ لَهُ وَلَهُ أَجْرٌ كَرِيمٌ 11. Menzellezî yugridullâhe garden hasenen feyudâifehû lehû velehû ecrun kerîm. 11. Kimdir o, Allah’a güzel bir borç verecek olan ki, Allah da onun verdiğini kat kat artırsın ve onun için şerefli bir mükafat da يَوْمَ تَرَى الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ يَسْعَى نُورُهُم بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَبِأَيْمَانِهِم بُشْرَاكُمُ الْيَوْمَ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا ذَلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ 12. Yevme teral mu’minîne vēlmu’minēti yes’â nûruhum beyne eydîhim vebieymēnihim buşrâkümul yevme cennētun tecrî min tahtihel enhēru [k]hâlidîne fîhē zelike hüvel fevzul azîm. 12. O gün inanan erkekleri ve inanan kadınları görürsün ki nurları, önlerinde ve sağlarında koşuyor. Kendilerine “Bugün müjdeniz altlarından ırmaklar akan, içlerinde ebedi kalacağınız cennetlerdir.” denilir İşte büyük kurtuluş budur!13. يَوْمَ يَقُولُ الْمُنَافِقُونَ وَالْمُنَافِقَاتُ لِلَّذِينَ آمَنُوا انظُرُونَا نَقْتَبِسْ مِن نُّورِكُمْ قِيلَ ارْجِعُوا وَرَاءكُمْ فَالْتَمِسُوا نُوراً فَضُرِبَ بَيْنَهُم بِسُورٍ لَّهُ بَابٌ بَاطِنُهُ فِيهِ الرَّحْمَةُ وَظَاهِرُهُ مِن قِبَلِهِ الْعَذَابُ 13. Yevme yegûlul münēfigûne velmunēfigâtu lillezîne ēmenunzurûnē negtebis min nûriküm gîlerciû verâeküm feltemisû nûran feduribe beynehum bisûrin lehû bâbum-bētınuhû fîhir-rahmetu vezâhiruhû min gibelihil azēb. 13. O gün münafık erkekler ve münafık kadınlar o iman edenlere şöyle diyeceklerdir “Bize bakın da sizin nurunuzdan alalım?” Onlara “Arkanıza dönün de nur arayın!” denilir. Aralarına kapılı bir sur çekilir ki, onun içinde rahmet, dışında da azap يُنَادُونَهُمْ أَلَمْ نَكُن مَّعَكُمْ قَالُوا بَلَى وَلَكِنَّكُمْ فَتَنتُمْ أَنفُسَكُمْ وَتَرَبَّصْتُمْ وَارْتَبْتُمْ وَغَرَّتْكُمُ الْأَمَانِيُّ حَتَّى جَاء أَمْرُ اللَّهِ وَغَرَّكُم بِاللَّهِ الْغَرُورُ 14. Yunēdûnehum elem neküm meaküm gâlû belē velekinneküm fetentum enfuseküm veterabbestum vertebtum veğarratkümul emēniyyu hattē cēe emrullâhi veğarraküm billâhil ğarûr. 14. Münafıklar onlara “Biz sizinle beraber değil miydik?” diye seslenirler. Müminler de derler ki “Evet ama, siz kendi canlarınıza kötülük ettiniz, gözlediniz, şüpheye düştünüz ve kuruntular sizi aldattı. O çok aldatan şeytan sizi, Allah hakkında bile aldattı. Nihayet Allah’ın emri gelip فَالْيَوْمَ لَا يُؤْخَذُ مِنكُمْ فِدْيَةٌ وَلَا مِنَ الَّذِينَ كَفَرُوا مَأْوَاكُمُ النَّارُ هِيَ مَوْلَاكُمْ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ 15. Felyevme lē yu'[k]hazu minküm fidyetuv-velē minellezîne keferû me’vēkümun-nēru hiye mevlēküm vebi’sel masîr. 15. Bugün artık ne sizden ne de inkar edenlerden fidye kabul edilir, varacağınız yer ateştir. Size yaraşan odur. Orası ne kötü bir dönüş yeridir!16. أَلَمْ يَأْنِ لِلَّذِينَ آمَنُوا أَن تَخْشَعَ قُلُوبُهُمْ لِذِكْرِ اللَّهِ وَمَا نَزَلَ مِنَ الْحَقِّ وَلَا يَكُونُوا كَالَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ مِن قَبْلُ فَطَالَ عَلَيْهِمُ الْأَمَدُ فَقَسَتْ قُلُوبُهُمْ وَكَثِيرٌ مِّنْهُمْ فَاسِقُونَ 16. Elem ye’ni lillezîne ēmenû en te[k]hşea gulûbuhum lizikrillēhi vemē nezele minel haggi velē yekûnû kēllezîne ûtulkitēbe min gablu fetâle aleyhimul emedu fegaset gulûbuhum vekesîrum-minhum fēsigûn. 16. İnananlar için hâlâ vakit gelmedi mi ki, kalpleri Allah’ın zikrine ve inen hakka saygı duysun ve bundan önce kendilerine verilmiş, sonra üzerlerinden uzun zaman geçmekle kalpleri katılaşmış, çoğu da yoldan çıkmış kimseler gibi olmasınlar?17. اعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يُحْيِي الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا قَدْ بَيَّنَّا لَكُمُ الْآيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ 17. Ağlemû ennellâhe yuhyil erda bağde mevtihē gad beyyennē lekümul ēyēti lealleküm teğgilûn. 17. Biliniz ki Allah yer yüzünü ölümünden sonra diriltir. Belki aklınızı kullanırsınız diye size âyetleri إِنَّ الْمُصَّدِّقِينَ وَالْمُصَّدِّقَاتِ وَأَقْرَضُوا اللَّهَ قَرْضاً حَسَناً يُضَاعَفُ لَهُمْ وَلَهُمْ أَجْرٌ كَرِيمٌ 18. İnnel mussaddigîne velmussaddigâti veegradullâhe garden hasenen yudâafu lehüm velehüm ecrün kerîm. 18. Şüphesiz sadaka veren erkeklere ve sadaka veren kadınlara ve Allah’a güzel bir ödünç verenlere, verdikleri kat kat artırılır ve onlara şerefli bir mükafat وَالَّذِينَ آمَنُوا بِاللَّهِ وَرُسُلِهِ أُوْلَئِكَ هُمُ الصِّدِّيقُونَ وَالشُّهَدَاء عِندَ رَبِّهِمْ لَهُمْ أَجْرُهُمْ وَنُورُهُمْ وَالَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ الْجَحِيمِ 19. Vellezîne ēmenû billēhi verusulihî ulēike humus-sıddîgûne veşşuhedēu inde rabbihim lehum ecruhum venûruhum vēllezîne keferû vekezzebû biēyētinē uleike eshâbul cehîm. 19. Allah’a ve peygamberine iman edenler var ya, işte onlar, Rableri yanında sözü özü doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onların mükafatları ve nurları vardır. İnkar edip de âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin اعْلَمُوا أَنَّمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَزِينَةٌ وَتَفَاخُرٌ بَيْنَكُمْ وَتَكَاثُرٌ فِي الْأَمْوَالِ وَالْأَوْلَادِ كَمَثَلِ غَيْثٍ أَعْجَبَ الْكُفَّارَ نَبَاتُهُ ثُمَّ يَهِيجُ فَتَرَاهُ مُصْفَرّاً ثُمَّ يَكُونُ حُطَاماً وَفِي الْآخِرَةِ عَذَابٌ شَدِيدٌ وَمَغْفِرَةٌ مِّنَ اللَّهِ وَرِضْوَانٌ وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِ 20. Ağlemû ennemel hayētuddunyē leibuv-velehvuv-vezînetuv-vetefē[k]hurum beyneküm vetekēsurun fil emvēli vel evlēdi kemeseli ğaysin eğcebel küffēra nebētuhû sümme yehîcu feterâhu musferran sümme yekûnu hutâmev-vefil â[k]hirati azēbun şedîduv- vemeğfiratum minellâhi veridvēnuv-vemel hayētuddunyē illē metēul ğurûr. 20. Biliniz ki dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir süs ve kendi aranızda övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışından ibarettir. Bu, tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot, ekincilerin hoşuna gider, sonra kurur, onu sapsarı görürsün, sonra çerçöp olur. Ahirette ise çetin bir azab; Allah’tan mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir zevkten başka bir şey سَابِقُوا إِلَى مَغْفِرَةٍ مِّن رَّبِّكُمْ وَجَنَّةٍ عَرْضُهَا كَعَرْضِ السَّمَاء وَالْأَرْضِ أُعِدَّتْ لِلَّذِينَ آمَنُوا بِاللَّهِ وَرُسُلِهِ ذَلِكَ فَضْلُ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَن يَشَاءُ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ 21. Sēbigû ilē mağfiratim-mir-rabbiküm vecennetin arduhē keardissemēi vel ardi uiddet lillezîne ēmenû billēhi verusulihî zelike fedlullâhi yu’tîhi mey-yeşēu veellâhu zulfadlil azîm. 21. Rabbinizden bir mağfirete; Allah’a ve peygamberine inananlar için hazırlanmış olup, genişliği gökle yerin genişliği kadar olan cennete koşuşun. İşte bu Allah’ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf مَا أَصَابَ مِن مُّصِيبَةٍ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي أَنفُسِكُمْ إِلَّا فِي كِتَابٍ مِّن قَبْلِ أَن نَّبْرَأَهَا إِنَّ ذَلِكَ عَلَى اللَّهِ يَسِيرٌ 22. Mē esâbe mim-musîbetin fil ardi velē fî enfusiküm illē fî kitēbim-min gabli en nebraehē inne zelike alellâhi yesîr. 22. Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu Allah’a göre لِكَيْلَا تَأْسَوْا عَلَى مَا فَاتَكُمْ وَلَا تَفْرَحُوا بِمَا آتَاكُمْ وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُورٍ 23. Likeylē te’sev alē mē fēteküm velē tefrahû bimē ētēküm veellâhu lē yuhibbu külle mu[k]htēlin fe[k]hûr. 23. Böylece elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve Allah’ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız. Çünkü Allah, kendini beğenip böbürlenen kimseleri الَّذِينَ يَبْخَلُونَ وَيَأْمُرُونَ النَّاسَ بِالْبُخْلِ وَمَن يَتَوَلَّ فَإِنَّ اللَّهَ هُوَ الْغَنِيُّ الْحَمِيدُ 24. Ellezîne yeb[k]halûne veye’murûnen-nēse bil bu[k]hli vemey-yetevelle feinnellâhe hüvel ğaniyyul hamîd. 24. Onlar cimrilik edip insanlara da cimriliği emrederler. Kim yüz çevirirse Allah, zengindir, övgüye لَقَدْ أَرْسَلْنَا رُسُلَنَا بِالْبَيِّنَاتِ وَأَنزَلْنَا مَعَهُمُ الْكِتَابَ وَالْمِيزَانَ لِيَقُومَ النَّاسُ بِالْقِسْطِ وَأَنزَلْنَا الْحَدِيدَ فِيهِ بَأْسٌ شَدِيدٌ وَمَنَافِعُ لِلنَّاسِ وَلِيَعْلَمَ اللَّهُ مَن يَنصُرُهُ وَرُسُلَهُ بِالْغَيْبِ إِنَّ اللَّهَ قَوِيٌّ عَزِيزٌ 25. Legad erselnē rusulenē bil beyyinēti veenzelnē meahumul kitēbe velmîzēne liyegûmen-nēsu bil gistı veenzelnel hadîde fîhi be’sun şedîduv-vemenēfiu linnēsi veliyağlemellâhu mey-yensuruhû verusulehû bil ğaybi innellâhe gaviyyun azîz. 25. Andolsun biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitabı ve ölçüyü indirdik. Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır. Bu, Allah’ın dinine ve peygamberlerine görmeden yardım edenleri belirlemesi içindir. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, daima وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا نُوحاً وَإِبْرَاهِيمَ وَجَعَلْنَا فِي ذُرِّيَّتِهِمَا النُّبُوَّةَ وَالْكِتَابَ فَمِنْهُم مُّهْتَدٍ وَكَثِيرٌ مِّنْهُمْ فَاسِقُونَ 26. Velegad erselnē nûhav-veibrâhîme vecealnē fî zurriyyetihimen-nubuvvete velkitēbe feminhum muhtediv-vekesîrum-minhum fēsigûn. 26. Andolsun, Nuh’u ve İbrahim’i elçi gönderdik, peygamberliği ve kitabı bunların zürriyetleri arasına koyduk. Onlardan yola gelen de vardı, ama onlardan çoğu yoldan ثُمَّ قَفَّيْنَا عَلَى آثَارِهِم بِرُسُلِنَا وَقَفَّيْنَا بِعِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ وَآتَيْنَاهُ الْإِنجِيلَ وَجَعَلْنَا فِي قُلُوبِ الَّذِينَ اتَّبَعُوهُ رَأْفَةً وَرَحْمَةً وَرَهْبَانِيَّةً ابْتَدَعُوهَا مَا كَتَبْنَاهَا عَلَيْهِمْ إِلَّا ابْتِغَاء رِضْوَانِ اللَّهِ فَمَا رَعَوْهَا حَقَّ رِعَايَتِهَا فَآتَيْنَا الَّذِينَ آمَنُوا مِنْهُمْ أَجْرَهُمْ وَكَثِيرٌ مِّنْهُمْ فَاسِقُونَ 27. Sümme gaffeynē alē ēsērihim birusulinē vegaffeynē biîsē ibni meryeme veâteynēhul incîle vecealnē fî gulûbillezînettebeûhu ra’fetev verahmetev-verahbēniyyetennibtedeûhē mē ketebnēhē aleyhim illebtiğâe ridvânillâhi femē raavhē hagga riâyetihē feâteynellezîne ēmenû minhum ecrahum vekesîrum minhum fēsigûn. 27. Sonra bunların izinden ard arda peygamberlerimizi gönderdik. Meryem oğlu İsa’yı da arkalarından gönderdik, ona İncil’i verdik ve ona uyanların yüreklerine bir şefkat ve merhamet koyduk. Uydurdukları ruhbanlığa gelince onu, biz yazmadık. Fakat kendileri Allah rızasını kazanmak için yaptılar. Ama buna da gereği gibi uymadılar. Biz de onlardan iman edenlere mükafatlarını verdik. İçlerinden çoğu da yoldan يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَآمِنُوا بِرَسُولِهِ يُؤْتِكُمْ كِفْلَيْنِ مِن رَّحْمَتِهِ وَيَجْعَل لَّكُمْ نُوراً تَمْشُونَ بِهِ وَيَغْفِرْ لَكُمْ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ 28. Yē eyyuhellezîne ēmenuttegullâhe veēminû birasûlihî yu’tiküm kifleyni mir-rahmetihî veyecalleküm nûran temşûne bihî veyeğfir leküm veellâhu ğafûrur-rahîm. 28. Ey inananlar! Allah’tan korkun, O’nun Resulü’ne inanın ki size rahmetinden iki pay versin, sizin için ışığında yürüyeceğiniz bir nur yaratsın ve sizi bağışlasın. Allah çok bağışlayan, çok merhamet لِئَلَّا يَعْلَمَ أَهْلُ الْكِتَابِ أَلَّا يَقْدِرُونَ عَلَى شَيْءٍ مِّن فَضْلِ اللَّهِ وَأَنَّ الْفَضْلَ بِيَدِ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَن يَشَاءُ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ 29. Liellē yağleme ehlul kitēbi ellē yegdirûne alē şey’im-min fedlillâhi veennel fedle biyedillâhi yu’tîhi mey-yeşēu veellâhu zulfadlil azîm. 29. Böylece Kitab ehli, Allah’ın lütfundan hiçbir şey elde edemeyeceklerini bilsinler. Lütuf bütünüyle Allah’ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah, büyük lütuf Diğer KonularKuran-ı Kerim Hakkında BilgiKuran-ı Kerim Sırasıyla Tüm Sureler ve AnlamlarıKur’ân-ı Kerim Nüzul İniş Sırasına göre SurelerFatiha SuresiBakara SuresiBakara Suresi FaziletleriAyetel KürsiAmenerrasulüYasin suresiKısa Namaz Sureleri 40 Esma-i Erbeiyn-i İdrisiyye ve Dualar Kitabı Arapçası, Türkçe Okunuşu, Meali, Havası ve Faziletleri "Kitapta Erbain-i İdrisiyye'nin Kırk İsm-i Şerifi tek tek havas ve esrarı, Esmaların Günü, Gecesi, Ulvi ve Süfli Meleği, Buhuru Zikir Sayıları ve Muhyiddin İbn Arabi Hazretleri'nin Dilinden Faziletleri Yer Almaktadır. AYRICA BU KİTAPTA Miftahul Cennet Duası, Kumeyl Duası, Hatm-i Enbiya, Devr-i Ala, İsm-i Azam Duaları, Hamedani Hazretlerinin Salat-ü Selamı, Salavat-ı Künhiyye, Salavatı Fatih, Gece Korkanlar ve Uyku İçin Dualar, Diğer Salat-ü Selamlar Bu Kitapta Yer Almaktadır..." Esma-i Erbain-i İdrisiyye Hakkında "Esma-i Erbaiyn-i İdrisiyye Adı İle Anılan Bu Esma-i Şerifler İdris Aleyhisselam'ın Zikirlerindendir. Bu Esmaları Okumaya Devam Edenler Belalardan Uzak Olur. Mal ve Mülküne Zarar Gelmesinden Korunur. Manevi Yönden Yüksek Derecelere Yükselir. Sühreverdi Hazretleri Bu Esmaları Kendine Vird Edinerek Yüksek Makamlara Yüce Derecelere Ulaşmıştır. Muhyiddin İbn Arabi Hazretleri Bu İsimleri Okumakla Meşgul Olmuş ve Arapöaya Çevirerek Bu Günlere Gelmesine Vesile Olmuştur... SİTE Yazar Sühreverdi Hz., Muhyiddin İbn Arabi Baskıya Hazırlayan Hakan Üzüm, Mahmut Güç Katagori Esma-i Erbaiyni İdrisiyye Havas ve Esrarı ve Seçkin Dualar Salavatlar Sayfa Sayısı 208 Boyut 14 x 21 cm Basım Yeri Konya Basım Tarihi 2016 Kapak Türü Karton Kapak Kağıt Türü Şamua Kağıt Dili Türkçe - Arapça Dağıtım Kitap Takipçileri Temin Süresi Aynı gün kargo

40 hadis arapça okunuşu ve türkçe meali